How sweet it is

Audrey Hepburn and husband Mel Ferrer, 1956

I imagine them singing:
I needed the shelter of someone's arms 
And there you were

I needed someone to understand my ups and downs

And there you were

Wishing

Tavsiye

Ormond Gigli'nin Models in the Window adını taşıyan fotoğrafını yakından görmek ve aşağıdaki fotoğrafta yakaladığım eşsiz ana siz de tanık olmak istiyorsanız Borusan'ın ofis-müzesini ziyaret edin. 

A Hedonist's Guide to Istanbul

Check out my musings on Istanbul in here!

Mektup

16 Mart 1926'da, 52 Tavistock Square, Londra adresinden kaleme aldığı mektubunda şöyle demiş Virginia Woolf:

"Üslup çok basit bir konudur; her şey ritmdir. Onu bir kez yakaladın mı, yanlış sözcükleri kullanamazsın. Ona bakarsan sabahtan beri burada fikirler, görüntüler ve bu gibi şeylerle dopdolu oturuyorum, doğru ritmi yakalayamadığım için onları yerinden çıkaramıyorum. Ritmin ne olduğu engin bir konudur ve sözcüklerden çok derinlere iner. Bir görüntü, bir duygu, ona uygun sözcükleri yaratmadan çok önce, akılda bir dalga yaratır; yazarken (şu anda böyle düşünüyorum) bunu yeniden yakalayıp, işleme koymak gerekir (bunun sözcüklerle ilgisi yoktur), sonra, akılda kıyıya çarpıp kırılırken, ona uygun kelimeleri yaratır: Kuşkusuz seneye farklı düşüneceğim." 

Penguin Books-bookworm Audrey Hepburn-Olympia Le Tan's embroidered handbags

Bu trio'nun kesişim kümesinde kitaplar var pek tabii.

Spike Jonze: Mourir Auprès de Toi on Nowness.com.

Bonjour Rochas

Rochas'nın 2012 ilkbahar-yaz koleksiyonundaki organzelerin hafif ve nazik temasını duyumsamak istiyorum.

Young hearts run free

Restless, Norwegian Wood ve Ghost World filmlerinde olduğu gibi körpecik gençler üzerinden hikayesini anlatıyor. Pek de iyi ediyor. Üç film de gençliğin sancılarını farklı yönlerden ele alıyor. Her birinin görsel hafızamda bıraktığı tat bambaşka.

Bu arada, epeydir şarkılarla seslenmediğimi fark ettim mini postlarıma. Şimdi Candi Staton bu üç film için söylesin:

Young hurts run free

They'll never be hung up

Hung up like my man and me

Bay Jung'un hayatına giren kadınların saç modelleri

A Dangerous Method filminde en çok etkilendiğim şeylerden birinin bu saç modelleri mevzusu olması enteresan. Dönemin kadınlarının (1900'lerin başı) bastırılmışlıklarının bu modellerde bile kendini ele verdiğini hissettim. Filme dair çok derin hissiyatlar besleyemedim. Zira senaryo epey yüzeyseldi ve Bay Jung'la Bay Freud'un çekişmesine dair derin bilgilere rastlamak mümkün olmadı. 

Kind regards to Mr. Capote

Did you ever, in that wonderland wilderness of adolescence, ever, quite unexpectedly, see something, a dusk sky, a wild bird, a landscape, so exquisite terror touched you at the bone? And you are afraid, terribly afraid the smallest movement, a leaf, say, turning in the wind, will shatter all? That is, I think, the way love is, or should be: one lives in beautiful terror. Truman Capote

Thoughts

“and sometimes I sit 

down at my typewriter 

and I think 

not of someone 

cause there isn’t anyone 

to think 

about 

and I wonder 

is it worth it”

― Nikki Giovanni