29/09/2008

MODANIN KUTSAL MABETLERİ


Alışveriş merkezleri şehrin her köşesinde mantar gibi türüyor. Sanılanın aksine, moda, yüzlerce mağazanın iç içe girdiği bu mekanlarda hayatını idame ettiremiyor. Biz de bunun için modanın asıl ikametgah adreslerinin izini sürdük. Bakın karşımıza hangi butikler çıktı.

1. Kop-Art
Trendlerin üzerine basan ve hatta onlarla dalga geçen Kop-Art, nev-i şahsına münhasır tarzlara hizmet veriyor. Burada satılan her şeyden bir tane üretiliyor. Fotokopi makinesinden çıkmış gibi görünmek isteyen kızlarımızın tercih edeceği bir üretim şekli değil tabi bu. Kop-Art’ı Beyoğlu’ndaki türevlerinden ayıran ise buranın bir giysi dükkanından çok daha fazlasını ifade ediyor olması. Kop-Art’ın yaratıcıları Gamze Fidan ve Cansu Aybar giysi tasarlamanın dışında video art çalışmaları ve p(art)i organizasyonlarıyla da fikirlerini dışavuruyorlar. Fanzinler, müzik CD’leri ve aksesuarlar da kıyafetler kadar ilgi çekici.
Turnacibasi Sokak No:34/A Beyoglu
www.kop-art.com

2. Atölye Mariposa
Amélie Poulain bir film kahramanı olmasaydı, Virginia Woolf da hala yaşasaydı birlikte alışverişe çıktıklarında ilk uğrayacakları yer Atölye Mariposa olurdu. Viktorya döneminin İngiltere’sini yad eden çiçek desenli elbiselerden hangisini alacaklarını şaşırırlardı. Alışverişlerini geniş kenarlı birer şapka alarak tamamladıktan sonra burada satılan porselen fincanlarda çaylarını yudumlarlardı.Hafta içi 10.00-20.00, hafta sonu 11.00-21.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.
Şimşirci Sokak No:11/A Cihangir-Beyoğlu
Tel: 0212 249 04 83

3. Mine Kerse
Metrekare başına düşen yaratıcı insan bolluğuyla ünlü Çukurcuma’da, Mine Kerse kendi ismini taşıyan dükkanında çanta, şapka ve ayakkabı satıyor. Moda dergilerinin her ay yeni bir ‘must-have’ çanta ilan ettiği günlerde Mine Kerse’nin tasarladığı çantalar tam da aradığımız şey aslında. Onun çantalarını farklı kılan hem tasarımını hem de dikim ve yapımını bizzat kendisinin üstlenmesi. Kerse, tasarımlarında kanvas, çadır bezi, deri, yün ve keçe gibi malzemeleri, dikiş makinesi kayışı, köpek tasması ve palaska gibi alışılmışın dışında materyallerle birleştiriyor.
Faik Paşa Yokuşu No:1/A Çukurcuma-Beyoglu
Tel: 0212 249 35 61

4. Art.i.choke
Türkçe meali ‘boğazıma takılan sanat’ veya ‘enginar’ olan Art.i.choke, kendisini keçe tasarımcısı olarak tanımlayan Öykü Thurston’ın tasarımlarını ağırlıyor. Thurston Japonya’da eğitim aldığı sırada keçeye o kadar tutkuyla bağlanmış ki, üniversite bitirme projesinde keçeden tasarladığı bir ev projesi sunmuş. ‘Keçeden giysi mi olurmuş?’ demeden önce Thurston’ın tasarımlarını görmeniz gerekiyor. Tamamı el yapımı olan hırkalar, ceketler, çantalar ve şallar çok kaliteli bir yünden yapıldığı için terletmiyor, sertleşmiyor ve batmıyor.Pazar hariç her gün 10.00-19.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.
Faik Paşa Yokuşu No:1 Çukurcuma-Beyoğlu
Tel: 0212 249 98 92
www.artichoke212.com

5. Cashmere in Love
Adı üstünde ‘Cashmere in Love’ hepimizi kaşmir aşığı yapmayı hedefleyen bir butik. Halihazırda kaşmiri sevmek için birçok nedenimiz var zaten. Vücutta yokmuşçasına yumuşak bir dokuya sahip olması ve lüks olduğunun 5 metre öteden bile fark edilmesi bu nedenlerden bazıları. Esra Bezek’in tasarladığı kaşmir trikolar ‘casual chic’ kategorisinde yer alıyor. Yani, günlük kıyafetlerinizi tamamlayabileceğiniz şık parçalar. İngiliz old school tarzını seven erkekler de ‘Cashmere in Love’da aşık olacakları süveter, hırka ve kazaklar bulacaklar.
Pazar hariç her gün 9.00-19.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.
Teşvikiye Caddesi İzgu Apartmanı No:172/2 Nişantasi
Tel: 0212 343 92 28
www.cashmereinlove.com

6. Inui
Nişantaşı’nın ‘Benden alışveriş yap!’ diye bağıran butiklerinin arasında daha mütevazı bir duruşu olan Inui, avangart tasarımcıları bir araya getiriyor. Inui’deki avangart tasarımların giyilebilenden ziyade seyirlik parçalardan oluştuğunu sanmayın sakın. Hüseyin Çağlayan, Anne Valerie Hash ve Noir gibi isimlerin tasarımları, kendi tarzının DNA’sını çözmüş olanların giyebileceği türden.
Pazar hariç her gün 10.30-19.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.
Maçka Caddesi Zekipaşa Apartmanı No:12/A Teşvikiye
Tel: 0212 296 60 10

7. Sedef Çalarkan Design Shop
Sedef Çalarkan Design Shop’a adımınızı attığınızda ilk dikkatinizi çekenler butiğin çarpıcı renkleri ve Çalarkan’ın imzası haline gelen Osmanlı padişahlarının baskıları oluyor. Çalarkan’ın tasarımlarını kitsch bulacak olursanız Ezra ve Tuba Çetin kardeşlerin Etcetura markasına göz atmalısınız. İkilinin yarattığı heykelsi formlara sahip tasarımlar tam da yeni sezonun ruhuna uygun. Butikte, 1921 Jeans, Johnson Motors ve Steve McQueen tişörtlerin yanı sıra Aziz Sarıyer’in tasarladığı mobilyalar da satılıyor.
Her gün 9.30-21.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.
Abdi İpekçi Caddesi Milli Reasurans Pasajı No:7-8 Teşvikiye
Tel: 0212 241 34 87

8. Ece Sükan Vintage
Ece Sükan, butiğini açana kadar ikinci el kıyafetlere ‘başkalarının eskisi’ gözüyle bakıldığı için bu tarz kıyafetler satan tek tük mağaza ancak Beyoğlu’nda var olabiliyordu. Ece Sükan Vintage, Nişantaşı’nın göbeğinde açılınca vintage kıyafetlerin öyle ‘eski püskü şeyler’ olmadığı da anlaşıldı. Her fırsatta vintage kıyafetler giymeyi çok sevdiğini söyleyen Sükan, butikte satılanları yurtdışından kendi getiriyor. Burada Yves Saint Laurent, Chanel, Prada ve Lanvin gibi ünlü markaların vintage parçaları satılıyor. Gözlük ve şapka gibi aksesuarlar özel bir ilgiyi hak ediyor.
Pazar hariç her gün 11.30-19.30 arasında açık. Kredi kartları geçerli.
Ahmet Fetgari Sokak No:152 Tesvikiye
Tel: 0212 233 54 39
www.ecesukanvintage.com

9. Bilstore
Bir tutam Brit gençliği stilini retro öğelerle karıştıran Fred Perry’nin kadın ve erkek koleksiyonlarını satması Bilstore’u sevmem için yeterli bir sebep aslında. Mağazanın geniş marka yelpazesinin sadece Fred Perry’le sınırlı olmaması orayı daha da çok sevmem anlamına geliyor. Poetic Licence’ın oyunbaz ayakkabıları, Bil’s’in birbirinden farklı modellerdeki beyaz gömlekleri, Puma ve Nike’ın özel koleksiyonları ve Uslu Airlines’ın makyaj malzemelerini bir arada bulabileceğiniz başka bir mağaza var mı bildiğiniz?
Her gün 10.00-22.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.
Büyükdere Caddesi No:185 Kanyon Alışveriş Merkezi Kat:-1 Mağaza 87 Levent
Tel: 0212 353 05 40
www.bilstore.com

10. Midnight Express
Ülkenin kara lekesi ‘Midnight Express’le dalga geçmek ve sarkastik olmak için bu ismi butiğine seçmek her babayiğidin harcı değildir. Moda tasarımcısı Banu Bora ve mimar Tayfun Mumcu’nun ürünü olan Midnight Express’in Galerist’ten sonra Mısır Apartmanı’nın başına gelen en güzel şey olduğunu söyleyebilirim. Butik, Ümit Ünal, Bora Aksu, Hakan Yıldırım, Avshalom Gur, Yazbukey ve Apriati tasarımlarının yanı sıra Banu Bora’nın Midnight Express koleksiyonlarına ev sahipliği yapıyor. Ayrıca, Kapalıçarşı’dan zanaatkarların ürettiklerini ve Tayfun Mumcu’nun tasarımlarını da burada bulacaksınız.
Pazar hariç her gün 10.00-19.30 arasında açık. Kredi kartları geçerli.
İstiklal Caddesi Mısır Apartmanı No:163/5 Galatasaray
Tel: 0212 251 19 68
Cevdet Paşa Caddesi Germencik Sokak Bebek Palas Apartmanı No:1 Bebek
Tel: 0212 257 95 14
www.midnightexpress.com.tr

11. Second Chance
Second Chance’in sahiplerinden biri kendine has tarz yaratma konusunda usta olan model Ahu Yağtu. Kıyafetlere ikinci bir şansın verildiği butikte 50’lerden günümüze birçok döneme ait parçalar bulunuyor. Burada satılanlardan elde edilen gelirin bir kısmı Anadolu Çağdaş Eğitim Vakfı’na bağışlanıyor.
Pazar hariç her gün 10.00-19.30 arasında açık. Kredi kartları geçerli.
Küçük Bebek Caddesi Bebek Bostanı Sokak No:7 Bebek
Tel: 0212 265 07 51

12. Pied de Poule
Pied de Poule’ün sahibi Şelale Gültekin anneannesinin 1940’lı yıllara ait giysilerini saklayarak başlamış ikinci el kıyafetleri biriktirmeye. Butikte vintage kıyafetlerin yanında çok geniş bir aksesuar seçkisi bulunuyor. Özellikle sayısı 300’ü bulan şapkalar harika. Şelale Hanım’dan özel istekte bulunursanız, korseler, ipek çoraplar ve enteresan formlu sütyenlerden oluşan 1900’lerden kalma iç çamaşırı koleksiyonunu sergilemekten büyük keyif alacaktır.
Pazar hariç her gün 12.00-18.30 arasında açık. Kredi kartları geçerli.
Faik Paşa Yokuşu Çukurcuma-Beyoglu
Tel: 0212 245 81 16

13. Zeckié
Zeckié markasının yaratıcısı Zekiye Koçarslan kendi deyimiyle neo art deco takılar tasarlıyor. Koçarslan, Milano’da aldığı moda eğitiminin ardından İtalyan heykeltraş ve tasarımcı Davide de Paoli’yle birlikte çalışmış. Yurda dönünce Zeckié için antik İstanbul motifleriyle modern materyalleri birleştirdiği takılar tasarlamaya başlamış. Galatasaray’daki şirin butikte Koçarslan’ın takılarının dışında dekorasyon objeleri ve ilginç tişörtler de satılıyor.
Firuzağa Mahallesi Hayriye Sokak No:18/B Beyoglu
Tel: 0212 245 91 56
www.zeckie.com

14. Bis Wear
Zeckié’ye gelmişken yan komşusu Bis Wear’e uğramadan Galatasaray’dan ayrılmak olmaz. Uğraşısız cool görünmenin kitabını yazmaya kalksam hiç şüphesiz Bis Wear’de satılan her parçaya yer vermek isterdim. Reyhan ve Risalet Ertürk adlı iki kız kardeşin eseri olan Bis Wear’de kıyafetler, kadın ve erkekler için sınırlı sayıda üretiliyor. “Yeni sezon trendlerinin sözünden dışarı çıkmam” diyorsanız, bu cool butiğin civarında dolaşmamanızı tavsiye ediyorum.
Pazar hariç her gün 9.00-19.0 arasında açık. Kredi kartları geçerli.
Hayriye Sokak No:20/3 Galatasaray
Tel: 0212 244 77 35
www.biswear.com.tr

15. Lazy
Lazy’nin televizyon ekranı şeklindeki vitrininin gözden kaçması olanaksız. Zaten vitrini görür görmez ‘İçerde neler var kim bilir?’ sorusu kafanızı kurcalamaya başlıyor. Lazy’de satılan çoğu Japon tasarımcılara ait kıyafet ve aksesuarlar çok eğlenceli. Oradan aldığınız bir giysiyi üzerinizde gören arkadaşınızın “Nerden buldun bunu? Ne kadar? Ay bayıldım” gibi cümleleri ardı ardına sıralaması muhtemel. Sena Çevik ve Seray Cengiz’in yarattığı Boa markasının, moda tasarımcısı Canan Hancıoğlu’nun desteğiyle hazırlanan yüzde yüz organik pamuktan üretilen koleksiyonlarını Lazy’de bulabilirsiniz. Daha bitmedi. Bilge Köprülü’nün Cicci Cocco adı altında sunduğu şahane ayakkabılar da burada.
Pazar hariç her gün 12.00-20.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.
Yeniçarşı Caddesi No:9/A Galatasaray-Beyoğlu
Tel: 0212 252 31 55

16. Porto Bello
Her Cumartesi Notting Hill Gate metrosundan çıkıp yağan yağmur eşliğinde Portobello markete gidemiyorsanız, Cihangir’deki Porto Bello butiğe gitmenizi öneriyoruz. Yani, Londra’yı ayağınıza getiriyoruz. “Hiçbir şey Portobello marketin yerini tutmaz” demeyin. Buradaki vintage elbise ve gelinlikleri, binbir çeşit maskeleri, şapkaları ve eldivenleri görünce bana hak vereceksiniz.
Pazar hariç her gün 10.00-19.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.
Cihangir Caddesi No:31 Lalezar Apartmanı Cihangir-Beyoğlu
Tel: 0212 292 71 27

17. A46
Abartıdan, takıp takıştırmaktan hoşlananlar için ideal bir butik A46. Tuvana Büyükçınar’ın tasarladığı taşlı, çiçekli, böcekli kıyafetler, süslü püslü genç kızlara hitap ediyor. A46’daki gece elbisesi çeşitleri burayı mezuniyet töreni, düğün ve kına gecesi gibi okazyonlar için çıkılan alışverişin vazgeçilmez adresi haline getiriyor. Benim içinse Manoush ve Hello Kitty markalarının varlığı A46’yı özel kılmaya yetiyor.
Pazar hariç her gün 10.00-19.30 arasında açık. Kredi kartları geçerli.
Abdi İpekçi Caddesi No:46 Nişantasi
Tel: 0212 233 90 31

18. NR 39
Siz de benim gibi ayakkabı almadan duramamak gibi kronik bir hastalıktan muzdaripseniz NR 39’a uğramayın. Ya da bir arkadaşımın dediği gibi “Bir kadının asla çok fazla ayakkabısı olamaz” mottosunu kulağınıza küpe yapıp buraya sık sık uğrayın. İpek Yılmaz’ın tasarladığı tamamı el yapımı, gerçek deriden ayakkabıların her birine birer sanat eseri muamelesi yapın. Hatta beğendiğiniz bir modelin ‘peep toe’ versiyonunu istediğinizi söyleyin size özel bir tasarım yapılsın.
Pazar hariç her gün 08.30-20.30 arasında açık. Kredi kartları geçerli.
Süleyman Nazif Sokak No:39 Nişantaşı
Tel: 0212 241 40 59
www.nr39.com

19. Yegi Nim
Büyükannelerin ördüğü kazakların kalplerimizde özel bir yeri vardır. Ama usta bir elden çıkmış trikolara da yer açabiliriz bence. Deniz Yeğin’in tasarladıklarını Kanyon’daki butiğinde gördüğünüzde bu yeri açmaktan çekinmeyeceksiniz. Nüktedan ve otantik olarak tanımladığı triko kazaklar, hırkalar ve elbiseler, her gardırobun ihtiyaç duyacağı cinsten.
Her gün 10.00-22.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.
Büyükdere Caddesi No:185 Kanyon Alışveriş Merkezi Levent
Tel: 0212 353 06 80
www.yeginim.com

20. Atmospheres
Kokoş kadınların alışveriş rehberlerinde mutlaka bulunması gereken bir adres Atmospheres. Fransa, İtalya ve Amerika’dan ithal edilen kıyafetlerin yanı sıra Cengiz Abazoğlu ve Özlem Kaya’nın tasarımları da satılıyor. Marka skalasında Abercrombie, Arden B ve Maje gibi ünlü isimler bulunuyor.
Maçka Caddesi No:59/D Teşvikiye
Her gün 10.00-19.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli
Tel: 0212 230 22 84
Time Out Ekim'08

16/09/2008

Moda mı sanattan? Sanat mı modadan?


Dada onların dedesi. Kendilerini kariyer stratejisiz kamikaze pilotlarına benzetiyorlar. Gamze Fidan, Cansu Aybar ve Zeynep Turuthan, ‘biricik’ üretimler sundukları Kop-Art’ı anlatıyorlar.

Kop-Art giysi sattığınız bir dükkan olmanın ötesinde Dadacılıkla sıkı fıkı ilişkisi olan bir sanat akımı. Bir Kop-Art manifestosu hazırlayacak olsanız ilk maddesi ne olurdu?
2006 yılında Hafriyat'ta yer alan ‘Müdahale’ isimli sergiye (aynı zamanda ilk sokak sanatı sergisi) ‘DaDa Bizim Dedemiz’ konseptli çalışmamızla katıldık. Bu, DaDa nidasını bilinçle sarf ettiğimiz ilk motto olmasına rağmen, aslında kolektifimiz daha doğmadan da yaptığımız hazır işler, fanzinler, defterler ve pek çok çalışmamızda kolaj, anlamdışılık, şiir ve saçmaya vurgu yapıyorduk. DaDa sevgisiyle dolu tüm bu çalışmalar, Kop-Art'ın mayasında bolca yer aldı. Bizim zaten on maddelik bir manifestomuz bulunuyor. Her maddede DaDa'nın kural tanımazlığı, sistem karşıtlığı ve anarşist tavrına göndermeler olmasına karşın, son madde olan 'Yaratıcılığın elçileri hayatla sanat arasındaki sınırları tanımaz' DaDa'yla bütünleşmemizin en güzel örneği.

Trendlere aldırmadan ve hatta onları ciddiye almadan tasarım yapıyorsunuz. Bu anarşist tavrı nasıl koruyabiliyorsunuz?
Sizin de belirttiğiniz gibi, en başından beri ‘mainstream’ tasarım anlayışının dışındayız. Trendleri bilinçli olarak es geçiyor ve ciddiye almıyoruz. Bunun icin en ufak bir çaba harcamıyoruz. İçimizden geldigi gibi, kişisel ve sanatsal vizyonumuzu yansıtmak için yaratıyoruz. Anarsişt tavrı korumanın ağır bir bedeli de var tabii. Uzun yıllardır maddi kazanım hayal etmeden, kariyer stratejisiz kamikaze pilotları gibi yaşıyoruz. Hatta, mekanımızda yer alan çalışmalarımız ‘biricik’ üretimler olmalarına rağmen gerçek bedellerinin altında, mütevazı bedellerle ‘alıcı’sını bekliyor. Bizim için satmanın da ötesinde, o çalışmanın doğru kişiyle buluşması önem taşıyor.

Underground olarak ortaya çıkan tüm hareketler eninde sonunda mainstream hale geliyor. Sizin mainstream olmak gibi bir kaygınız var mi?

Ana akım olmak gibi bir kaygımız yok. Ancak, kendimizi seslenebileceğimiz insanlara tam olarak duyuramıyoruz. Daha çok ilgi görmek, tanınmak ve yaratımlarımızın daha çok insana ulaşması bizi hem memnun eder hem de tetikler.


P(art)i organizasyonlarınızı ne sıklıkta gerçekleştiriyorsunuz? Bu p(art)ileri farklı kılan ne oluyor?
Her yıl en az bir p(art)i yapmak istiyoruz. Mekanımız 2006 yılında açılmadan önce, gece kulüplerini tek gecelik galeri, hatta butik olarak değerlendiriyorduk. Bir Kop-Art p(art)isini farklı kılan şey, p(art)inin özel konseptinin çok katmanlı olarak (üst baş, video-art çalışmaları, enstelasyonlar, zamanın ilerisinde müzikler, performans ya da happenningler ve avangart mekan tasarımlarıyla) işlenmesidir. Kop-Art'la işbirligi yapan pek çok sanatçının da katkılarıyla, p(arti)ye katılan kişilere bir gecelik de olsa -piyasa yapmanın ötesinde-anlamlı bir deneyim yaşama şansı verir.

Tasarladığınız giysileri kimlerin giymesini istiyorsunuz?
Onlara bizim verdiğimiz değeri veren, taşıyabilen, ‘biricik’lerin.

Kop-Art'ın 'ziyaretçilerini' neler bekliyor?
Çok katmanlılık (hazir-iş'ten giysiye, fanzinden, retrospektif enstelasyon parçalarına, aksesuardan flyer ve sticker’a uzanan fikirler, uygulamalar), campy gusto, samimiyet, eşsiz parçalar, kediler, sürprizler.


Time Out Ekim'08

15/09/2008

İtinayla eğlenceli ayakkabılar yaratılır


Cicci Cocco markasının yaratıcısı Bilge Köprülü, giyenleri gülümseten ayakkabılar tasarlıyor.

Tasarladığın ayakkabıların esprili ve oyuncu bir yanı var. Satın alanlara neler anlatıyor bu ayakkabılar?
Cicci Cocco’nun isminde bile insanı gülümseten bir etki var. Tasarımlarım neşeli ve naïf. Renklerin de hayatımızda olması gerektiğini, alıştığımız kalıplardan uzaklaşabileceğimizi ve daha cesur olabileceğimizi anlatıyorlar bence.

Hem estetik görünen hem de rahat ayakkabılar bulmak oldukça zor. Sen tasarımlarında rahatlığa öncelik veriyorsun. Ama estetikten de vazgeçmiyorsun. Rahat ve estetik ayakkabılar yaratmanın çok az tasarımcınn bildigi ozel bir formülü mü var?
Kadınların estetik uğruna acılarını hissetmeme kabiliyetlerine inanamıyorum. Rahat ve estetik ayakkabı tasarlamanın çok da özel bir formülü yok aslında. Neredeyse bütün modelleri kendim de kullandığım için giyemeyeceğim, rahat edemeyeceğim ya da beğenmeyeceğim bir ayakkabıyı tasarlamıyorum.

Özel sipariş üzerine de ayakkabı tasarlıyorsun. Daha çok ne tür talepler alıyorsun?
İnsanlar çoğunlukla yapamayacağım şeyler talep ettikleri için her talebi değerlendiremiyorum malesef. Benim özel siparişle anlatmak istediğim, o kişiye uygun gördüğüm ayakkabının yapımı. Ben insanların hayallerindeki ayakkabıyı gerçeğe dönüştürecek kişi olmak istemiyorum. Şu ana kadar neredeyse sadece özel erkek ayakkabısı siparişi yaptım.

Erkeklere mi yoksa kadınlara mı tasarım yapmak daha zevkli?
Tasarım yapmak benim için öncelikli olarak insanların ihtiyaçlarına cevap verebilme amaçlı. Bunu yapabiliyorsam her şey daha keyifli oluyor. Kadınlar bir şekilde erkeklere göre daha şanslı; daha çok seçim hakları var. Bu yüzden erkekler için ayakkabı tasarlamayı daha keyifli buluyorum.

Ne tür ayakkabılar giymeyi seviyorsun? "Asla giymem" dediğin modeller var mi?
Jelly shoes. Bu da, o suni koku, plastik ve petrole karşı hissettiğim soğuklukla ilgili sanırım. Giydiğim ayakkabılar ise, belli bir döneme aidiyeti olan kendi tasarımlarım ya da o anda en sevdiğim rengi anlatan modeller oluyor. Ayakkabılar, hayatla ve insanlarla iletişimimi kolaylaştırıyor

Sence kadınlar neden ayakkabılara karşı koyamıyorlar?

Ayakkabıların tıpkı bir peri masalındaymış gibi onları düşledikleri karaktere dönüştürebilme yetisine sahip olduğunu düşünüyorlar. Bir kadın beğendiği ayakkabıyı ayağına giyince sanki birden dünya duracak, bütün gözler onda olacak gibi hissediyor. Bu, yeni alınan bir elbiseyle yaşanmıyor bence. Ayakkabıya dair istisnai bir his. Belki de yeryüzüne değdiğimiz tek nokta olmasıyla başlayan farklı bir durum.
Time Out Ekim'08

14/09/2008

KAŞMİR AŞKINA


Kaşmiri orta yaş üstü ve pahalı imajından kurtarmak için son derece cool çizgilere sahip kaşmirler tasarlayan Esra Bezek, sahip olduğu ürünlere bayılan milyonlarca aşığının olmasını istiyor.

Nereden aklına geldi kaşmir gibi lüks bir ipliği kullanarak tasarım yapmaya başlamak?
Parsons’da okurken hazırladığım projenin üstünde çalışırken kaşmirle ilgili bir şey yapmayı aklıma koymuştum. Triko üreticisi bir arkadaşıma kesinlikle kaşmirle ilgilenmesini söylerken de kendimi işin için buldum. Bu kadar değerli ve özel bir iplikle çalışmak gerçekten keyif verici. Sanırım beni heyecanlandıran da bu oldu. Ayrıca, sahip olduğu pazar değeri ve değişen tüketici talepleri de kaşmiri benim için cazip kıldı.

Kaşmir dendiğinde ilk akla gelen klasik kesimli hırkalar ve kazaklar oluyor. Senin tasarımlarınsa bu algıyı tamamen değiştirir nitelikte. Bir klasiğe hayat öpücüğü vererek onu daha genç ve cool hale getirmeyi nasıl başardın?
Cashmere In Love ile hedefim, kaşmir sevenlerin sayısını artırmak ve kaşmiri uzak, klasik, daha çok orta yaş üstü ve pahalı görüntüsünden kurtarmak. Bunu modern detaylarla, renklerle ve farklı yaklaşımlarla yarattığımız koleksiyonlarla sağlamaya çalışıyoruz.

Kimler Cashmere in Love giymeyi tercih ediyor?
Öncelikle kaşmiri tanıyan ve sevenler ama aradığını bulamayanlar. Kaşmiri tanıdıkça sevebilecek olanlara ulaşmak ve onları da kaşmir aşığı yapmak istiyorum.

Butiğin Nisantaşı'nın en işlek caddelerinden birinin üzerinde bir apartman dairesinde. Burayı seçmenin sebebi biraz niş kalmak istemen mi?
Açıkçası ekibimizi oluşturmadan, kalitemizi ve sistemimizi kurmadan sokak üstü veya AVM’lerde bir konumlamayı erken buldum. Ama bu süreçte de merkezi ve şık bir noktada olmak gerektiğinin önemini bilerek Teşvikiye Caddesi’nin işlek bir noktasını seçtik. Cashmere In Love, birçok noktaya dağıldığı zaman da niş kalacak. Bunu, az sayıda üretilen parçalar, çeşitlilik ve gerçekten önem verdiğim kaliteyle sağlayacağım.

Cashmere in Love'la ilgili en büyük hayalin nedir?
Tek hayalim, dünyanın birçok noktasında Cashmere In Love giymekten mutluluk duyan, sahip olduğu ürünlere bayılan milyonlarca aşığımızın olması.

Herkesi kaşmir aşığı yapmak için tek bir cümle söyleyecek olsan bu ne olurdu?
Kaşmire kelimelerle değil, dokunarak aşık olursunuz. Ona aşık olmak için onu hissetmeniz gerekir.
Time Out Ekim'08

10/09/2008

FASHION WITHOUT BORDERS

ANN DEMEULEMEESTER
Eğitimini, avangart modanın ana vatanı Belçika’daki Antwerp Moda Akademisi’nde alan Ann Demeulemeester, geleneksel tasarım anlayışının fersah fersah ötesinde yer alan bir tasarımcı. Demeulemeester, 80’lerde isimlerinin telefuzu birbirinden zor, tasarımları, trendlere boyun eğmeyen altı tasarımcıdan oluşan ‘Antwerp Six’ grubunun üyesiydi. ‘Benim için siyah ozanların rengidir ama beyaza da ihtiyacım oluyor. Tıpkı siyah-beyaz bir fotoğraf gibi. Tasarımlarıma gereksiz süslemeler eklemeyi sevmiyorum. Saflık daha çok hoşuma gidiyor’ diyen tasarımcının yeni koleksiyonu tüm bu prensipleri içinde barındırıyor.

ASHISH
Ashish Gupta, yarattığı tarzı ‘Renkli ve pullu olan her şeyi kapsıyor’ diyerek tarif ediyor. Bu parlak tarza göz alıcı desenler, asit renkler ve retro spor giyim öğelerini eklerseniz tasarımcının eğlenceli ve kitsch dünyasına girmeye hak kazanacaksınız. Hindistan doğumlu olan Gupta, doğu ve batı kültürünü harmanlayarak müthiş işçilik gerektiren tasarım harikası kıyafetler yaratıyor. Geçtiğimiz yıl, Tori Amos’a dünya turnesinde Ashish imzalı kıyafetler eşlik etti ve tasarımcıya göre böylesi muhteşem bir kadının kendisini tercih etmesi hayatının yönünü değiştirdi. Madonna’nın da Confessions on a Dance Floor turnesinde Ashish tasarımı parlak siyah bir bomber ceketle sahnede parladığını söylemiş miydik?

MONCLER

1952 yılında Fransa’da kurulan Moncler, ilk yıllarında çadırlar, dağcılık kıyafetleri ve uyku tulumları üreten bir markaydı. Kullanışlı ve şık kayak kıyafetleri satmaya başlamasıyla birlikte marka, Alpler modasının ayrılmaz bir parçası oldu. Moncler, 80’li yıllarda şehre inip Milano sokaklarının ‘must-have’ parçasına dönüştükten sonra her türlü kıyafetin tamamlayıcısı oldu. Bu sezon, farklı kesim ustası Giambattista Valli Moncler’in Gamme Rouge koleksiyonunu hazırladı. Koleksiyonu ‘Jackie O. dağlarda’ olarak yorumlayan Valli, couture yaklaşımını Moncler gibi bir markaya uyarlayabildiği için çok mutlu olduğunu söylüyor. Techno-couture olarak tanımladığı tasarımlar, heykelsi görünümleriyle birer arzu nesnesi.

RODARTE
2005 yılından bu yana moda sahnesinde yer alan Rodarte’ın her bir tasarımı couture işçiliğine yaraşır bir zanaatkarlık harikası. Her şey, markanın yaratıcıları Kate ve Laura Mulleavy’nin 10 parçalık ilk koleksiyonlarını New York’a getirmeleriyle başladı. Kısa süre sonra ikili, Women’s Wear Daily’nin kapağındaki yerlerini aldılar. Amerikan Vogue dergisinin genel yayın yönetmeni Anna Wintour da isimlerini övgüyle zikredince Rodarte’ın başarı grafiği daha da yükseldi. Moda guruları tarafından büyüleyici olarak adlandırılan Rodarte’ın yeni koleksiyonu, Japan korku filmlerinden ilham alınarak hazırlandı. İkili, ‘Beklenenin aksine korku filmleriyle aramızda aşk ilişkisi var’ diyor. Korku filmlerinin böylesi büyüleyici bir etki yaratmasını bekler miydiniz?

VIVIENNE WESTWOOD RED LABEL
Vivienne Westwood’u İngiliz modasının egzantrik karakteri olarak tanıyor olabilirsiniz. Dame Westwood’un ‘egzantrik’ sıfatına layık görülmesinin tek sebebi trendlere meydan okuyarak yarattığı zamansız ve yaratıcı kıyafetler değil tabii. 70’lerde Kings Road’da Malcolm McLaren’le birlikte açtığı butikte punk akımını yaratan Westwood, o günlerden bu yana anarşist tavrından hiçbir şey kaybetmedi. Her defilesinde bu tavrı ortaya koyan bir mesaja yer vermekten çekinmiyor. “Kıyafetlerim kendilerini sizi satmaya çalışmazlar. Eğer onları isterseniz sizi inanılmaz derecede güçlü kılarlar” diyecek kadar güveniyor tasarımlarına.
Red Label, tasarımcının daha ulaşılabilir fiyatlarla satılan ‘line’ı. Bu sezon, Red Label’ı ilk kez London Fashion Week’de bir defileyle sunan Westwood, ekose, tüvit ve asimetrik kesimlerle huzurlarımızdaydı. Defilenin sonunda herkesin aklından geçen tek bir cümle vardı: ‘Long live Dame Viv!’


Harvey Nichols Magazine 06