30/01/2010

Çiçek, böcek, güneş mevsimi gelsin artık


"Let us be grateful to people who make us happy, they're the charming gardeners who make our souls blossom."

Marcel Proust





H&M, organik ve geri dönüşümlü kumaşlardan bir koleksiyon hazırlamış. İsmini de 'The Garden Collection' koymuş. Ciyak ciyak bağıran renkleri sevmeme rağmen önümüzdeki sezonun pastellerine fena halde kafayı takmış durumdayım. Tabi ki sarılarım, yeşillerim, kırmızılarımdan vazgeçmeyeceğim. Ancak, Nişantaşı Topshop'ın üst katına çıktığımda karşı karşıya kaldığım manzaranın beni büyülemesine engel değil bu. Pudra renkleri, ten renkleri, uçuşan ve hafifcecik renkler... Haydi ilkbahar daha fazla bekletme beni.

29/01/2010

Cure for lovesickness

Görünce çığlık atacağım bir hediye aldığını söyledi. Lovesick buz torbasını görünce çığlık atmamam ne mümkün. Eve gelir gelmez hediyemin üstünü giydirdim. Giymekten üstümde paralanan GAP tişörtüm, daha bir kez bile giyemediğim ışıl ışıl payetli Topshop taytım ve aşk ateşini söndürmek için tam kalbimin üzerine koyduğum Mudo Concept buz torbam. And they live happily ever after.



Up in the air

İzlemeden önce filmin ismi, 'Aklı 5 karış havada olma' halini çağrıştırmıştı. Kendi aklım da hiç yere inmediğinden olsa gerek.


İzledikten sonrasıysa bambaşka bir hikaye. İlişkilenememek üzerine bir güzelleme 'Up in the Air.' Zamanımızda her türlü histen muaf yaşamanın dayanılmaz hafifliği (ağırlığı?) daha güzel işlenemezdi bence.
Kadının adama sarf ettiği şu sözcüklerse filmin en can alıcı kısmı:
"I thought our relationship was perfectly clear. You're an escape. You're a break from our normal lives. You're a paranthesis."

28/01/2010

Uçuk Mavi'de bir outsider

Günler ve geceler boyunca kalbimi pır pır ettiren, kanaviçe işler gibi üzerinde ince ince çalıştığım Uçuk Mavi projesine hayat verdim sonunda. Projemin yer aldığı bölüm de tam şu hayatta kendimi konumlandırdığım yere uygun: Outsider. Ayrık otu.

Anti Tavi

Yok efendim Tavi, Christian Dior'un couture şovuna kafasında Stephen Jones tasarımı koca fiyonkla katılmışmış, saçlarını maviye boyatmışmış, yoksa Pop için couture şovlarının review'larını o mu yazacakmış? Sıkıldım artık bu küçük veletten. Onun abisi sayılabilecek bir blogger'ı takdim etmek istiyorum: 20 yaşındaki Pascal Grob. Fashion Bits and Bobs takip edilesi ve sevilesi.







Innocence, lost paradise, candle light

Afişine ve filmden karelerine ilk gördüğüm andan itibaren bayılmıştım. Innocence'ı çağrıştırıyor. İçimin zifiri karanlığını mum ışığıyla aydınlatacakmış gibi geliyor. Cracks'i izlemek arzusundayım. Hemen şimdi.








Agony


Family Affairs'in pötikareli yüksek belli flanel eteği 'Ticket to Ride' ve şifon bluzu 'Sweet Surrender', camdan dışarıyı seyrederken Pete Doherty'den 'Sheepskin Tearway'i söylüyorlar usul usul:

Oh, your fighting got you nowhere
If nowhere is here with you, all I'm asking
And you could fight forever
But if you'll kill them all, you'd never will
So, give me your surrender
There are other ways to kill a prey
But things would never mend you
It's like trying to dry your eyes in a pouring rain

Bu ne alaturkalık Barbie?


Aralarında Isaac Mizrahi, Tory Burch ve Rachel Roy gibi isimlerin bulunduğu bir grup tasarımcı Barbie'yi giydirmişler. Assolist kılıklı Barbie'ler sahne almak için sabırsızlanıyor gibi görünüyorlar.

26/01/2010

Hangi gezegendensiniz Mr. Walker?

Hayal dünyasının uçsuz bucaksızlığının beni ne kadar etkilediğini daha önce belirtmiştim aslında. Ancak Milano'daki Galleria Carla Sozzani'deki sergisinin yerleştirmesini harika bulduğum için yine ve yeniden Tim Walker!






24/01/2010

Amuse me

Marilyn, John, Paul, George ve Ringo, Peggy, Elvis hadi biraz eğlenelim!





Lahana bebekler diyarı



Claudia Schiffer ve Nicole Kidman, giderek daha çok lahana bebeklere benzediklerinin farkında değiller mi acaba? Veyahut da estetikçileri botox, dudak silikonu ve burun kaldırmacası gibi operasyonlarla onları çocukluklarına geri döndürmeye mi çalışıyor?


23/01/2010

Home therapy

Gönüllü asosyalliğimin 2. günündeyim. Önümde 2 gün daha olacağını öngörebiliyorum şimdiden. İnsan detoksu yapıyorum.
Amerikalı knitwear tasarımcısı Tom Scott'ın 'Home is where the heart is' isimli spring-summer '10 koleksiyonundan parçalar, sadece benim gibi ev terapisi uygulayanlar için değil. Ama "İlla çekimdeki gibi evde giyeceğim" derseniz hemen size bir reçete yazıyorum:
Sırtı boydan boya açık elbiseyi sabah uyanır uyanmaz, pudra rengi transparan pantolon ve üstünü 5 çayına, delikli tuniği yatmadan önce, ten rengi transparan hırkayı renkli iç çamaşırıyla Fantastic Man'in sayfalarını karıştırırken, pudra rengi drapeli bluzu akşam yemeğinde, gri elbiseyi koşu bandında, fırfırlı bluz ve şortu Flunk'ın yeni albümünü dinlerken, beyaz askılı elbiseyi üşüyüp sabahlığınıza sarınmadan önce giyin.








22/01/2010

Soviet peasant woman dreaming of her bright capitalistic future

Ukraynalı fotoğrafçı Alina Rudya'nın aşağıda görmüş olduğunuz şahane seriye verdiği isim. "I love traveling and I feel myself very cosmopolitan. But every time I'm applying for a visa to travel to EU I feel myself as a Soviet peasent woman who wants to benefit from Western capitalistic wealth. So I created this series, because I wanted to show the stereotypical exaggerated view of me in the West" demiş. Takdir edilesi.