28/12/2012

IF I HAD MY LIFE TO LIVE OVER




I'd dare to make more mistakes next time.
I'd relax, I would limber up.
I would be sillier than I have been this trip.
I would take fewer things seriously.  I would take more chances.
I would climb more mountains and swim more rivers.
I would eat more ice cream and less beans.
I would perhaps have more actual troubles,
but I'd have fewer imaginary ones.
Oh, I've had my moments,
And if I had it to do over again,
I'd have more of them.
In fact, I'd try to have nothing else.
Just moments, one after another, instead of living so many years ahead of each day.
If I had to do it again, I would travel lighter than I have.
If I had my life to live over, I would start barefoot earlier in the spring and stay that way later in the fall. 
I would go to more dances.  I would ride more merry-go-rounds. 
I would pick more daisies. 
Nadine Stair, 85 years old.
Courtesy of my dear friend Kim's blog 

14/12/2012

From Oscar Wilde to Lord Alfred Douglas


"You came to me to learn the Pleasure of Life and the Pleasure of Art. Perhaps I am chosen to teach you something much more wonderful, the meaning of Sorrow, and its beauty."

11/12/2012

Maksimal yılbaşı



2013’ü büyük kararlar ve abartılı kıyafetlerle karşılayın.

“Benliğimin öylesine farkındayım ki, aynı zamanda hem tiyatro, hem izleyici hem de yazarmışım gibi hissediyorum.” Barones Elsa von Freytag-Loringhoven’in (1874-1927) günlüğüne yazdığı bu cümleyi, yeni yıl kararlarımı alırken büyük puntolarla ve neon ışıklarla zihnime nakşettim. 2013’ün heybetli kararların yılı olmasını dileyişimde etkili olan cümle, stillerinizden yaşam tarzlarınıza kadar pek çok farklı alanda tatbik edilebilir. “Ama nasıl?” sorusu geliyor aklınıza. Hemen ardından da “Kimdir bu Barones?”



Cüretkar Barones 
1920’lerin en tuhaf ve ayrıksı personalarındandı Barones Elsa. O dönemde, Paris’in meşhur Kiki de Montparnasse’sinin New York’taki muadiliydi. Her ikisi de sanatçılara ilham kaynağı olan bu kadınlar, eksantriklik timsaliydiler. Ünlü sanatçı Marcel Duchamp, Barones için, “Fütürist değil, geleceğin ta kendisi” demişti. Sanat tarihçilerine göre, heykeller yaratan, avangart şiirler yazan ve şok edici sokak tiyatroları canlandıran Barones, New York’ta Dada sanat akımını ilk başlatan kadındı.
Mevzubahis olan, domates çorbasının konserve kutularından sütyenler giyen, çay kaşığı küpeler takan, canlı bir kanaryaya ev sahipliği yapan bir kafesi şapka olarak kullanan provakatif bir kadın. “Lady Gaga da kimmiş?” diye sorasınız gelebilir. 



Biraz abartı
Bu sene, gideceğiniz yılbaşı partisinin türünün önemi yok. Hatta evinizde bir kutlama bile yapıyor olabilirsiniz. Mekandan bağımsız olarak, benliğinizin sesini dinleyerek giyinin. Ben, yeni ilham perim Barones Elsa’nın izinden giderek maksimal stilime sadık kalacağım. Bu, yeni yılı kafamda kuş kafesiyle karşılayacağım anlamına gelmiyor tabii ki. Sezonun maksimal kodlarını tarzıma adapte edeceğim. Bunu, barok döneme ait bir tablodan çıkmış gibi görünerek yapabilirim. Parlak taşlarla bezeli, sezonun dekoratif temasına selam gönderen bir elbiseyi de tercih edebilirim.
Siz de benliğinizin dışına çıkıp bir izleyici gibi stilinizi gözlemlemeye ve bir yazarmışçasına kendinizden farklı farklı karakterler yaratmaya gönüllü müsünüz? Eğer öyleyse, bu seneyi milat kabul edin. Daha önce hiç almadığınız kararları alın. Daha önce hiç giymediğiniz gibi giyinin. En önemlisi de kim olduğunuzu bilerek ve anlayarak benliğinizi ve tarzınızı şekilden şekle sokun. Unutmayın, stilinizin heykeltıraşı sizsiniz.

*ELLE Aralık 2012 sayısında yayınlanmıştır.

10/12/2012

Dress code for ELLE Style Awards



Dolce & Gabbana dress/Special thanks to Beymen
Chloe shoes and Moschino handbag/Courtesy of my wardrobe :)