Gelmedi. Bir gün daha geçti.
Her gün aynı saatte, aynı bankta oturup bekliyordu gelmesini. Yerdeki çiçek motiflerini seyredalarak ve zihninin dolambaçlı yollarında hikayeler üreterek geçiriyordu zamanını. Zaman mefhumu ortadan kalkmıştı artık. Hayaller nasıl emrederse öyle geçiyordu saatler. Sahi kimdi yolunu gözlediği? Hangi hayalinin kaçıncı perdesinde rol almıştı?
No comments:
Post a Comment