19/01/2011

I am whattt?!

Sükut-u hayal! Bu tamlama yeterli I am Love filmi için. Film eleştirmeni değilim tabi. Ancak bu kadar övülen bir filmin bu denli fos çıkması bende bu duyguyu uyandırdı. Bir kere filmdeki hiçbir karakterin derinliği yok. Tilda Swinton varlıklı bir kadın rölüne hiç oturmamış. Kocasıyla mutsuz mu, neden gidip oğlunun şef arkadaşına aşık oluyor hiç anlamıyoruz. Her şey yüzeyden yüzeyden gidiyor. Ne aşk, ne mutsuzluk, ne hüzün... Hiçbir duyguyu geçirmeyi beceremiyor izleyene. Bir de o müthiş klişe sembolizmler var. Adamın pişirdiği karidesi yerken orgazm olan Rus kırması Swinton, Swinton'ın oğlu ölünce gözyaşlarını tutamayıp yağmuru boşaltan gökyüzü, Swinton, kocasına başkasına aşık olduğunu söylediğinde kilisenin içinden kurtulmaya çalışan kuş... 
Filme dair tek güzel şey Marisa Berenson, onun kostümleri ve güzelliğiydi. Gençlik fotoğraflarına bakınca kendisinin yüzünün estetikten gerim gerim gerildiğini göreceksiniz. Bu da bir başka sükut-u hayal. Lakin bayıldığım Black Swan'da Natalie Portman'ın annesi rolündeki aktristin yüzü de aynı durumdaydı. 




PS. İşin erbabından bir eleştiri okumak için de böyle buyrun.

2 comments:

  1. pek sasirdim begenmedigine !!

    ReplyDelete
  2. hiç beğenmedim hatta! tilda swinton'ın kıyafetleri konusuna hiç girmedim dikkat edersen. ona da girsem bir paragraf daha eleştirebilirdim :) tamamen şişirme bence film.

    ReplyDelete