Yüksek ökçelerin seksapelini inkara kalkışmıyoruz
ama orta topuğun rahatlığını onlarda bulamıyoruz. 2013 ilkbahar-yaz sezonu da
ayakkabı topukları konusunda “orta yolu” bulmuşken, topuklara merdiven dayayıp
aşağı inmenin vaktidir.
En son sirke gittiğimde beş yaşındaydım. O
cümbüşlü çadırda beni en çok büyüleyenin trapezciler olduğunu anımsıyorum. Elimde,
o günlerden kalan bir midillinin üzerinde çekilmiş polaroid fotoğrafım olsa da
trapezcilerin yüreğimi ağzıma getiren hareketlerini hipnotize olmuş bir şekilde
izleyişim zihnimde canlanıyor. Geçtiğimiz günlerde, Christian Louboutin’in
Daffodile model ayakkabılarıyla yürümeye çalışan bir kadına gözüm takıldığında bir
trapezci gördüğümü sandım. Tek fark, sirkte değil, Nişantaşı sokaklarındaydık
ve bu “trapezci” işinde çok usta görünmüyordu. Zira adımlarını atarken sağa
sola sallanışı dikkati çekiyordu. “Seni gidi moda, kadınları rezil de, vezir de
etmeyi başarıyorsun” diye iç geçirdim.
2013 ilkbahar-yaz sezonunun ayakkabı seçkisinde,
“Bunlar da nereden çıktı?” nidaları atmamıza sebebiyet verecek ayakkabı modelleri
çoğunlukta. Prada’nın geyşalara layık getaları, Celine’in vizon kürklü
terlikleri ve Alexander McQueen’in içi Svarovski kristalleriyle dolu pleksi
topuklu ayakkabıları... Daha fazlasına dayanamayacaksınız değil mi? Bu “estetik
harikası” ayakkabıların yanı sıra bir de giymeye, yürümeye ve hatta gezmeye
elverişli orta boy topuklu modeller mevcut. Garip ayakkabı modellerinin yanında
normallikleriyle var olan bu ayakkabıları giyiniz, giydiriniz.
Öldüren topuklulardan makul ökçelere
Yakın moda tarihimize dönüp bakınca, öldüren topukluların hayatımıza
girişi, ‘it-bag’ fenomeninden hemen sonraya tekabül ediyor. Chloé’nin külçe
ağırlığındaki çantalarının kapış kapış gittiği 2005’ten sonra, lüks modaevleri
yeni bir kazanç kapısı araladı ve ayakkabılar, yükselen topuklarıyla birlikte
kadınların gardıroplarına giriş yaptı. Ökçelerin boyu öylesine yükseldi ki
Christian Louboutin iki yıl önce tam tamına 16,5 santim topuğa sahip bir
ayakkabı tasarladı. Hepimiz Victoria Beckham olmadığımız için (kendisinin,
hamileliği esnasında bile devasa topuklularının tepesinde tüm serinliğiyle
kameralara poz verdiğini hatırlayalım) bu ayakkabıları giyme konusunda pek de başarılı
olamadık. Fakat yükselen topuklara da kayıtsız kalamadık.
2013 ilkbahar-yaz sezonunun aksesuar cephesinden gelen en iyi gelişme, orta
boy topuklular oldu. Hayır, bu modeller emekli öğretmenler gibi görünmenize
sebep olmazlar. Feminenliğinizden ödün vereceğinizi sanıyorsanız
yanılıyorsunuz. Topuğu açıkta bırakan versiyonlarının çok feminen ve hatta
seksi olduklarını iddia edebiliriz.
Ortada buluşalım
Über topukluları idare etmek zor zanaat. Onları giydiğinizde çantanızda
babetlerinizi taşıdığınızı biliyoruz. Ayağınızdan çıkardığınızda ayak
parmaklarınızın sevinç çığlıkları attıklarını duyuyoruz. Tüm bunlardan ötürü,
orta boya doğru meyletmenizi tavsiye ediyoruz.
Orta boy topuklular, sezonun 60’lar temasıyla kol kola giriyor. Örneğin,
diz altı çizgili bir elbiseyi bu modellerle giyerek dönemi tazeleyebilir ve bir
Marc Jacobs hayranı olduğunuzu kanıtlayabilirsiniz. Laduéee macaronlarının
renklerini yansıtan fırfırlı bir bluzu yüksek bel jean ve kalın orta boy
topuklu loafer’larla tamamlayıp sezonun pastel ruhuna bürünebilirsiniz. Kısacası,
bu pabuçları giyme konusunda sayısız seçeneğiniz var. Üstelik yürürken
dengenizi bulamama riski de yok.
*ELLE Mayıs sayısında yayınlanmıştır.