Sürrealizmle modayı öpüştüren sınır tanımaz tasarımcı Elsa
Schiaparelli’nin 1954’ten bu yana güzellik uykusunda olan markası gözlerini
açıyor. Yeni kreatif direktörü Marco Zanini ile birlikte Schiaparelli’nin
uyanışına tanık olmak, Uyuyan Güzel’i beklemek kadar heyecan verici.
Elsa Schiaparelli 1937 by Horst/ CondeNast Publications Inc
Salvador Dali, Elsa Schiaparelli’nin Paris’teki stüdyosu için 1930’larda “Sürreal
Paris’in çarpan kalbi” demişti. Bu kalbin her atışında etrafına capcanlı pembe
renkler saçtığını hayal edebiliyorum. Schiaparelli elinde fırçasıyla tuvalin
başına geçip renklerle mucizeler yaratan bir ressam değildi tabi ki. Ama
dönemin sürrealist sanatçılarıyla soluk alıp verdiği için modaya muazzam yenilikler
kattı. Mesela, dünyadaki tüm aydınlıkla birlikte kuşlar ve balıklardan
oluştuğunu öne sürdüğü ve “shocking pink” adını verdiği mavi tonlu pembe renk
bu yeniliklerdendi. Kadınları güçlü gösteren, keskin hatlara sahip döpiyesler
de öyle. Daha önce gizlenen fermuarları 1935 itibariyle görünür kılan oydu.
Böylece, fermuarlar dekoratif hale geldi. Akrobatlar ve atlıkarıncalar, 1938’de
tasarladığı ipek brokar ceketin düğmelerine dönüştü. Pantolon etekle Londra
sokaklarında gezdiğinde sansasyon yarattı. The Daily Mail’ın kızgın bir okuru
gazeteye yazdığı mektupta, “Yabancı bir kadının buraya gelip bize ne
giyeceğimizi dikte etmesi kadar korkunç bir küstahlık olamaz” dedi. Roma
doğumlu tasarımcı Schiaparelli statükoyu sarsmayı iyi biliyordu. “Moda asla bir
eteğin boyunun uzaması veya kısalmasından doğmaz. Küçük olaylar, trendler ve hatta
politikadan doğar” sözleriyle modaya ne kadar geniş bir pencereden baktığını
göstermişti. İki dünya savaşı arasındaki yaratıcı dönemde devrimler gerçekleştiren
Schiaparelli, 1954’te zamanın ruhuna ayak uyduramadığı için modaevini kapatmak
zorunda kaldı. Ocak 2014’te Schiaparelli modaevi için yeni bir dönem başladı.
Markanın yeni tasarımcısı Marco Zanini, Paris Haute Couture Haftası’nda ilk
sınavını verdi.
Schiaparelli coat in collaboration with Jean Cocteau embroidery from Lesage Courtesy of the Philadelphia Museum of Arts
A pink wool bolero, with jet bead trim, 1940
Gerçeküstü tasarımlar
Elsa Schiaparelli’nin tasarımlarının sürreal yönü, tasarımcının gelenekleri
alt üst eden hayal gücünün yanında dönemin sanat akımıyla şekillendi. Sürrealizm,
1920’lerin ortasında, modernizmin antidotu olarak ortaya çıktı. I. Dünya
Savaşı’nın vahşetine ve modernizmin işlevselliğine dil çıkaran sürrealist
sanatçılar bilinçaltına ve düşlere sarıldılar. Akımın moda alanındaki
savunucusu Elsa Schiaparelli’ydi. Dikiş dikmeyi bilmeyen ve zar zor eskiz çizen
tasarımcı, göz yanılsaması yaratan desenlere sahip (trompe l’oeil) kazaklarla
üne kavuştu. “Shocking Life” adını taşıyan otobiyografik kitabında “Pek çok
kişi, Montmarte’da cam kenarında oturup örgü örerek işimi kurduğumu söyledi ve
yazdı. Oysa ki Montmarte’ı neredeyse hiç bilmem ve örgüyü de beceremem” yazdı.
Ezeli rakibi Coco Chanel “Şu İtalyan” diye hitap etse de Schiaparelli’nin yükselişi
durmadı. Hollywood da onun büyüsüne kapıldı. Marlene Dietrich, Katharine
Hepburn, Ginger Rogers, Greta Garbo ve Joan Crawford gibi yıldızlar
Schiaparelli kreasyonları giymeye başladı. Aralarında Jean Cocteaue, Man Ray, Alberto
Giacometti ve Christian Bérard’ın bulunduğu sürrealist sanatçılarla yaptığı
ortaklaşa çalışmalar, 20. yüzyılın ikonik tasarımları arasına katıldı. Örneğin,
Salvador Dali’nin çizdiği yengeç
deseniyle bezeli elbise. Ona ve kreasyonlarına karşı büyük bir hayranlık
besleyen Yves Saint Laurent’a göre Schiaparelli bir demet tılsım veya havai
fişek gösterisiydi.
MARCO ZANINI by Christophe Roué
Marco Zanini ile randevu
İtalyan moda yatırımcısı Diego Della Valle’nin yedi yıl önce satın aldığı Schiaparelli
modaevi yeniden yapılanıyor. Bu süre zarfında modaevinin tasarımcısının kim
olacağı konusunda spekülasyonlar yapıldı. Christian Lacroix, markanın 2013
sonbahar couture şovu için 18 parçalık özel bir koleksiyon hazırlayınca modaevinin
geleceğinin, Elsa Schiaparelli’nin geleneği olduğu üzere alışılmışın dışında
şekilleneceği belli oldu. Çünkü Lacroix’nın markayla birlikteliği bu
koleksiyona mahsustu ve tasarladığı parçaların hiçbiri satışa çıkmadı. Şaşırtıcı
değil mi?
Ardından beklenen beyanat yapıldı ve markanın yeni tasarımcısının 2008’den
itibaren Rochas’yı hayata döndüren Marco Zanini olduğu duyuruldu. Zanini, “Schiaparelli,
farklı bir şekilde düşünme ve yaratma gücünü simgeliyor. Dileğim, bu efsanevi
modaevine yeniden hayat vermek” dedi. Schiaparelli’ye konduracağı hayat
öpücüğüyle birlikte modaevinin bizleri şaşırtmaya devam etmesini bekliyoruz.
Illustration of Bérard 1938
Avangart koleksiyonun müzayedesi
23 Ocak tarihinde, Elsa Schiaparelli’nin kişisel koleksiyonu Paris’teki
Christie’s Müzayede Evi’nde yapılacak açık arttırmayla satışa çıktı.
Schiaparelli’nin torunu ünlü İtalyan oyuncu Marisa Berenson’un elden çıkarmaya
karar verdiği parçalar, tasarımcının eşsiz gustosunun simgesi. Koleksiyonda,
kendi kreasyonlarının yanı sıra mobilyaları, etnik kostümleri ve sahip olduğu
sanat eserleri de yer alıyor. Christie’s Müzayede Evi Moda Departmanı’nın
Direktörü Pat Frost müzayedeyle ilgili sorularımı yanıtladı.
Elsa Schiaparelli’nin kişisel
koleksiyonunu kataloglamak nasıldı?
Büyük bir zevkti. Elsa Schiaparelli’nin neler giydiğini ve nelerle
yaşadığını keşfetme sürecinden gerçekten keyif aldım.
Koleksiyonda favoriniz olan
bir parça var mı?
Birden fazla aslında. Astrologie bluzunu sevdim. Aynı zamanda kendisi için
yarattığı Osmanlı tarzı elbiseyi ve Rue de Berry’deki evinde akşamları giydiği
entarilere bayıldım.
Schiaparelli yaşadığı dönemin
ünlü tasarımcılarıyla beraber çalıştı. Tasarımlarının birer sanat eseri sayılabileceğini
düşünüyor musunuz?
Kesinlikle kültürel tarihimizin bir parçası olduklarına inanıyorum.
Schiaparelli, 1930’ların Paris’inin mayasını oluşturan sanatçılar, aktörler ve
aristokratlardan biriydi.
Koleksiyonu, Elsa
Schiaparelli’nin torunu Marisa Berenson satışa çıkardı ve siz de onunla
birlikte çalıştınız. Büyükannesi hakkında ondan dinlediğiniz bir anekdotu
paylaşır mısınız?
Marisa, olağanüstü Schiaparelli hakkında çok sayıda hoş hikaye anlattı.
Şayet mini etek veya fazla rahat kıyafetler giyerse büyükannesi tarafından
yakından incelenirmiş. Çünkü Elsa her zaman akşam yemekleri için giyinir ve
kusursuz görünürmüş.
Kişisel gardırobunu
araştırırken Schiaparelli’yle aranızda samimi bir bağ oluştu mu?
Onu daha iyi tanıyormuş gibi hissediyorum. Evde giydiği, Çin’e veya
İslamiyet’e ait kaftanlardan gerçekten ilham aldığını görebiliyorum. Kreatif
sürecini takip etmek büyüleyiciydi.
Sizce Elsa Schiaparelli’yle
ilgili en çarpıcı şey nedir?
Ne kadar çağdaş olduğu.
Onun moda üzerinde nasıl bir
iz bıraktığını düşünüyorsunuz?
Modaevinin kapılarını kapayışının üzerinden 50 yılı aşkın bir süre geçmiş
olmasına rağmen modayı etkilemeye devam ediyor. Moda dünyasında bir sürü
hayranı var. Geçen yıl Metropolitan Museum’da gerçekleştirilen “Schiaparelli
and Prada: Impossible Conversations” sergisi bunu gösteriyor.
Sketch 1 by Serge Matta / Archives Maison Schiaparelli
Schiaparelli’den kadınlar için 12 emir
1. Kadınların çoğu
kendilerini tanımıyor. Tanımak için gayret göstermeliler.
2. Pahalı bir elbise
satın alıp felaket sonuçlarla iade eden bir kadın savurgan ve akılsızdır.
3. Pek çok kadın (ve
erkek) renk körüdür. Tavsiye almalılar.
4. Kadınların yüzde
yirmisinin aşağılık kompleksi olduğunu unutmayın. Yüzde yetmişinin
yanılsamaları var.
5. Yüzde doksanı göze
çarpmaktan ve insanların söyleyeceklerinden korkar. Bu yüzden gri döpiyes satın
alır. Farklı olmaya cüret etmeliler.
6. Kadınlar, sağlam
eleştiri ve öğütleri talep etmeli ve dinlemeliler.
7. Kıyafetlerini tek
başlarına veya bir erkeğin yanında seçmeliler.
8. Asla bir başka kadınla
alışverişe çıkmamalılar. Kadınlar zaman zaman bilinçli veya bilinçsiz olarak
kıskanmaya meyilli olabilirler.
9. Sadece en iyi veya en
ucuz olandan az miktarda satın almalılar.
10. Asla elbiseyi vücuda
uydurmaya çalışmamalılar. Fakat elbiseye uyması için vücutlarını eğitmeliler.
11. Bir kadın çoğunlukla
tanındığı ve saygı gördüğü tek bir yerden alışveriş yapmalıdır. Heyecanla her
moda çılgınlığının peşinden gitmemelidir.
12. Ve faturalarını
kendisi ödemelidir.
Bir doz fantezi lütfen!
Oyunbaz ve gerçeküstü pleksi aksesuarların
yaratıcısı Yaz Bukey, Elsa Schiaparelli’nin ayak izlerini takip ediyor.
Parizyen tasarımcıyla Elsa Schiaparelli’yi konuştum.
1930'larda Paris'te yaşasaydınız Elsa Schiaparelli'yle arkadaş olur muydunuz?
Tabi ki o en yakın arkadaşım olurdu.
Arkadaştan öte birlikte büyüdüğüm ve yaramazlık yaptığım çocukluk arkadaşım
olurdu.
Schiaparelli markasının yeniden doğuşuyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Elsa
Schiaparelli bugünleri görse mutlu olur muydu?
Bence bugün yaşasaydı tamamen başka bir
şey yapardı. Avangart biriydi; moda tasarımcısı yerine sanatçı olurdu.
Sizce Marco Zanini ve Schiaparelli modaevi iyi bir "çift" olacak
mı?
Çok iyi olacak bence. Marco’nun vizyonu
Schiaparelli’yi uyandıracak.
Schiaparelli modaevinin Paris moda sahnesine neler kazandıracağını
öngörüyorsunuz?
Umarım fantezi getirecek!
Sizin tasarım lisanınızla Elsa Schiaparelli'ninki arasında benzerlikler
görüyorum. İkinizde de gülümseten ve şaşırtan detaylar var. Onun size ilham
veren bir yanı var mı?
İlhamdan öte kendimi onda bulduğumu söyleyebilirim. Herkes Schiaparelli’nin
torunu olarak tanımlıyor beni. Gurur duyuyorum.
No comments:
Post a Comment