12/12/2007

Modanın ölümsüz kahramanları


Tüketim çağının dahi pop ikonu Andy Warhol, tıpkı süt ve ekmeğin olduğu gibi gardırobumuzdaki kıyafetlerin de son kullanma tarihi olduğunu söylemişti. Oysa modanın hızlı devinimden asla etkilenmeyen, zamansız şıklığın temsilcisi kıyafet ve aksesuarlar, sonsuza dek hayatta kalma özelliğine sahip. Şimdi sizleri trend rüzgarları ne yönden eserse essin bundan etkilenmeyen modanın klasikleriyle tanıştırıyoruz.

Küçük siyah elbise: Coco Chanel, 1926 yılında küçük siyah elbiseyi tasarladığında modanın kutsal kitabı Vogue dergisi, bu elbisenin ‘farklı zevklere sahip olan tüm kadınların üniforması’ haline geleceğini öngörmüştü. Hayat kurtaran bu elbisenin kadınların hafızasındaki yerini kuvvetlendiren isimse Audrey Hepburn oldu. ‘Breakfast at Tiffany’s’ filminde Hubert de Givenchy tasarımı siyah kokteyl elbiseleri içindeki Holly Golightly’yi unutmak mümkün mü?

Beyaz gömlek: Gömlek giymenin erkeklerin tekelinde olduğu düşünülüyorsa da sade ve kullanışlı beyaz gömleğin bir kadının gardırobunun en önemli parçası olduğu su götürmez bir gerçek. ‘Sex&the City’ dizisinin Carrie’si namı diğer Sarah Jessica Parker’ın, beyaz gömleğin içine giydiği renkli iç çamaşırları sayesinde bu gömleğin ne kadar seksi olabileceğini öğrenmiş olduk.

Kaşmir hırka: Her mevsimde üşüyen omuzları ısıtma görevini en iyi şekilde yerine getiren kaşmir hırkanın moda dilindeki karşılığının ‘yegane tamamlayıcı’ olduğunu söyleyebiliriz. Tişört, elbise veya gömleğin üzerine lüks etiketini yapıştırmak isteyenlerin kaşmir bir hırka giymesi yeterli. Seksapelin sırrıysa bu hırkayı, Marilyn Monroe’nun yaptığı gibi çıplak teninizin üzerine giymek.

Trençkot: Dedektif filmleri klasiği olan trençkot, giyildiği andan itibaren insana gizemli bir hava katma gücüne sahip. Bu gizemin en iyi temsilcisi beresi ve trençkotuyla hafızalarınıza kazınan Greta Garbo oldu. Yazın kavurucu sıcakları haricinde her mevsim giyilebiliyor olması trençkotu dış giyimin jokeri haline getiriyor.

Blazer ceket: Lise yıllarını anımsatıyor olsa da blazer ceket bir kadının gardırobunun olmazsa olmazlarından biri. Bu ceket, beyaz tişört ve jean’le giyildiği zaman etrafa sade şıklık sembolü olmanın enerjisi yayılır. 90’lı yıllarda blazer ceketin içine sadece iç çamaşırı giymenin yarattığı havayı hatırlamayanınız var mı?

Stiletto: ‘Seks’ diye haykıran stilettoların, ayakkabı dünyasında çok özel bir yere sahip olduğunu biliyoruz. 50’lı yılların pin-up kızlarından bu yana seksi olmanın yolu stiletto giymekten geçiyor.

Kürk: 80’li yıllarda Dallas ve Dynasty dizilerinde bir statü sembolü olarak yer alan kürk, hayvan hakları savunucularının tüylerini diken diken etmesine rağmen kadınların vazgeçilmezlerinden biri. Amerikan Vogue dergisinin genel yayın yönetmeni Anna Wintour’un yaptığı gibi hayvan hakları savunucusu örgüt PETA’ya kulak asmadan kürkünüze sarınabilirsiniz.

İnci kolye: İsimleri zarafet ve şıklıkla özdeşleşmiş olan Jacqueliene Kennedy, Prenses Diana ve Grace Kelly’nin nev-i şahsına münhasır tarzlarının tamamlayıcılarından biriydi inci kolye. İmitasyon veya gerçek hiç fark etmez. Bir kadının mücevher kutusunda inci kolye olmaması ebedi bir hata.

Tayyör: Gardıropların en kullanışlı ve şık parçalarından biri olan tayyör, kadınları modern ve rahat kıyafetlerle tanıştıran Coco Chanel’e çok şey borçlu. Chanel’in imzası haline gelen tüvit tayyörler olmasaydı biz kadınlar, tayyörleri bu kadar sevebilir miydik acaba?

Kalem etek: Bacakları sıkı sıkıya sardığı için yürümeyi biraz zorlaştırdığını kabul ediyoruz ama siyah kalem eteğin görüntümüzde yarattığı mucizeyi yadsıyamayız. 40’lı yılların femma fatale kadınlarının vazgeçilmezi olan bu etek, anında şıklık ve seksilik yaratma konusunda usta.

Siyah çanta:
Klasik siyah çantanın olmadığı bir gardırobu hayal bile edemiyoruz. Aksesuarların demirbaşı siyah çanta, her kadının ayrılmaz bir parçası olma özelliğine sahip. İşte bu yüzden, siyah çantasız bir hayat düşünemiyoruz.

Jean: Jean’in kadınların hayatındaki yerini modanın devrimcilerinden biri olan Yves Saint Laurent’in vecizelerinden biri en iyi şekilde anlatıyor: “Keşke jean’i icad eden ben olsaydım. Jean, kıyafetlerimde olmasını istediğim her şeye sahip: gösterişsizlik, çekicilik ve sadelik.”
All 09

No comments:

Post a Comment