07/08/2008

Tory Burch


Gardırobunuzu açıp saatlerce ne giyeceğinize karar veremiyorsanız henüz Tory Burch’ün tasarımlarıyla tanışmadınız demektir. Amerikalı tasarımcının kıyafet ve aksesuarları kadınların ihtiyacı olan her şeyi bir arada sunuyor: şıklık, rahatlık ve her okazyona uygunluk.

Markanız Tory Burch’ü kurmadan önce Ralph Lauren, Vera Wang ve Loewe gibi ünlü moda evlerinde çalıştınız. Kendi markanızı yaratmaya nasıl karar verdiniz?
2001 yılında markayı oluşturma fikri kafamda şekillenmeye başladığında moda dünyasındaki fiyatlar gün geçtikçe artıyordu. Tasarım kıyafetler giymeyi seviyordum ama bu kıyafetler için sürekli çok yüksek rakamlar ödemekten yorulmuştum. Piyasada şık, sofistike ve uygun fiyatlı bir lifestyle markasının eksikliği vardı. Tory Burch markasıyla lüks ve klasik Amerikan spor giyim alanındaki bu boşluğu doldurmaya karar verdim.

Oprah Winfrey, talk show’unda sizi ‘sıradaki büyük keşif’ diye tanıttı. Büyük çıkışınızı Winfrey’ye borçlu olduğunuzu düşünüyor musunuz? Bu talk show’a katılmak başarınızı ne yönde etkiledi?
Markamı kurduktan 8 ay sonra Oprah’nın yapımcısı arayarak ‘sıradaki büyük keşif’leri tanıtacakları bölümde bana da yer vermek istediklerini söyledi. İlk başta bir arkadaşımın beni işlettiğini sandım. Oprah’nın programına katıldıktan sonra her şey değişti. Program yayınlandığı gün website’mizi 8 milyon kişi ziyaret etti. Amerika’daki kadınların birdenbire Tory Burch markasını tanıması inanılmazdı. Başarımın çok büyük bir kısmını Oprah’nın desteğine borçlu olduğumu söyleyebilirim.

Tory Burch markasının stilini nasıl tarif edersiniz?
Eklektik yönü olan klasik bir stil olarak adlandırabilirim.

Tasarımlarınızın üzerinde yer alan logonuz çok belirgin. Bu logonun özel bir anlamı veya sembolize ettiği bir şey var mı?
Bana 200’ün üzerinde farklı logo tasarımı sunan MODCO adlı logo yaratıcısı bir firmayla birlikte çalıştık. Şu anda kullandığımız logoyu geleneksel bir logo görüntüsüne sahip olmadığı için seçtim. Markanın logosunu, baskılarımız ve imzamızla birleştirdiğimiz tasarımın bir parçası olarak görüyorum.

Size ilham veren stil ikonlarınız kimler?
Ailem sayesinde küçük yaşlardan itibaren moda ve stil konularına ilgi duymaya başladım. Annem Reva’nın akşamları dışarı çıkarken nasıl giyindiğini seyretmek tasarıma olan ilgimi geliştirdi. Babamın da kendine has bir giyim tarzı vardı. Her kıyafetini bu tarza uygun hale getirirdi. Örneğin, Hermes fularları ceketlerine astar olarak diktirirdi.

Bohem tasarımlarınızı yaratırken nelerden esinleniyorsunuz?
İlham bulmak için seyahet etmeye ve müzeleri gezmeye bayılıyorum. Bir duvarın üzerindeki seramikten tutun da bir sepetin içindeki kumaşın desenine kadar her şeyden ilham alabilirim.

Sonbahar-kış 2008 koleksiyonunuzu hazırlarken ilham kaynaklarınız nelerdi?
Joni Mitchell’ın bohem rock’n’roll stili, Penelope Tree’nin hanım hanımcık görüntüsü ve Hitchcock kadınlarının feminen silüeti.

Oyuncu Reese Witherspoon kıyafetlerinizin hem gündüz hem de gece için çok kullanışlı olduklarını söylemiş. Özellikle de üzerini değiştirmeye fırsat bulamayan anneler için harika olduklarını eklemiş. Çok yönlü kıyafetler tasarlamanızın sebebi çalışan bir anne olmanız mı?
Evet. Hareketli yaşamımla uyumlu, kolay parçalara ihtiyacım oluyor. Bunun için de giymeyi isteyeceğim kıyafetler tasarlıyorum. Bence birçok kadının ihtiyacı olan da bu. Kadınlar, kıyafetlerini bir araya getirirken çok fazla zaman harcamadan şık ve modaya uygun görünmek istiyorlar.

Markanız 2004 yılındaki kuruluşundan bu yana büyük gelişme kaydetti. Kısa sıra önce Council of Fashion Designers of America tarafından ‘Yılın Aksesuar Tasarımcısı’ olarak ödüllendirildiniz. Tasarımcılığa ilk başladığınızda böyle bir başarı hayal etmiş miydiniz? Kariyer hedefleriniz neler?
2004’ten bu yana inanılmaz bir yolculuktayım. Elde etmiş olduğum başarı, en çılgın hayallerimin bile ötesinde. Tüm bunların gerçekleşmesine sebep olan müthiş bir ekiple çalışıyorum. Talep arttıkça yavaş yavaş ve stratejik bir şekilde büyüyerek müşterilerimizin ihtiyaçlarına odaklanmaya devam ediyoruz. Şu anda hazır giyim ve aksesuar alanlarında çok güçlüyüz ama ilerde markamıza parfüm ve gözlük koleksiyonlarının yanı sıra ev aksesuarları bölümünü de eklemek istiyoruz. Zaman içerisinde büyütmeyi düşündüğüm çok küçük bir çocuk giyim koleksiyonumuz var. Günün birinde erkekler için tasarım yapmanın da zorlayıcı ve keyifli olacağını düşünüyorum.

Siz gerçek kadınlar için gerçek tasarımlar yapan bir tasarımcısınız. Başarınızın sırrının bu olduğunu düşünüyor musunuz?
Kesinlikle. Ayrıca, kullandığımız renklerin ve desenlerin de başarımızda çok etkili olduğuna inanıyorum. Kadınlar, simsiyah giyinmeye veya jean’in üzerine tişört geçirip dışarı çıkmaya alışkınlar. Bizim kıyafetlerimizse onlara bu alışkanlıktan kurtulmanın kolay ve zahmetsiz yolunu gösterdi. Kadınlar, desenli ve renkli kıyafetlerin içinde kendilerini daha iyi hissettiklerini söylüyorlar. Aynı zamanda kocaları ve erkek arkadaşları da bu tarz kıyafetleri daha çok seviyor. Tasarımlarımızın her yaştan insana hitap ediyor olmasına da özen gösteriyoruz. 14 yaşında da 80 yaşında da müşterimiz var.

Zaman zaman Diane von Furstenberg’le kıyaslanıyorsunuz. Bu kıyaslamayı gurur verici buluyor musunuz?
Kesinlikle. Diane von Furstenberg harika bir markanın yaratıcısı. Onun, tasarımcı ve iş kadını olarak başarısını ilham verici buluyorum. Onunla kıyaslanmak da son derece gurur verici.

Manhattan’ın en iyi giyinen kadınlarından biri olarak okurlarımıza ne tür moda önerileri verirsiniz?

Size yakışanı giyin. Risk almaktan korkmayın ve trendleri körü körüne takip etmeyin.

İş ve özel hayatınız çok yoğunken bu kadar kusursuz görünmeyi nasıl başarıyorsunuz? Takip ettiğiniz özel bir güzellik ve bakım ritüeliniz var mı?
Her sabah saat 6’da uyanıyorum ve çocuklarım uyanmadan önce spor yapıyorum. Genelde arkadaşlarımla Central Park’ta yürüyüşe çıkıyorum veya koşu bandında koşuyorum. Yazın, haftada birkaç kez tenis oynuyorum. Güzellik kürüm çok kolay. Tıpkı stilimde olduğu gibi güzellik anlayışımda da doğallıktan yanayım. Fazla makyaj yapmıyorum ve çoğunlukla evden ıslak saçlarla çıkıyorum. En önem verdiğim şey, cildimi sürekli nemli tutmak. Favorim, cildi korurken parlaklık verme özelliğine sahip olan Bobbi Brown’un 25 koruma faktörlü nemlendiricisi. Sağlıklı ve dengeli beslenmeye çalışıyorum. Bu sayede enerji seviyem sabitlenmiş oluyor. Kuru kayısı ve badem harika atıştırmalıklar.



Harvey Nichols Magazine 06

No comments:

Post a Comment