Tim Walker’ın deklanşöre bastığı her anın sonunda ortaya çıkan fotoğraf kareleriyle rüyalar alemine dalmak için 10 sebep:
*90’lı yıllların başında British Vogue’da staj yaparken Vogue arşivlerinin içinde kaybolma fırsatını yakalamış talihlilerden biri Tim Walker. Bunun için fotoğraflarında, Norman Parkinson ve Cecil Beaton’a has tatlı romantizmin izlerini buluyoruz.
*Walker, fotoğrafları rüyada olma haliyle ilişkilendiriyor.
*Her fotoğraf karesi bazen patlayan, bazen flu renkleriyle sizi anlattığı öykünün parçası olmayı arzulatacak kadar davetkar.
*British heritage’a sadık kalarak ürettiği her kareyle yemyeşil kırları ziyaret etmiş gibi hissettiriyor kendimizi.
*British heritage’a sadık kalarak ürettiği her kareyle yemyeşil kırları ziyaret etmiş gibi hissettiriyor kendimizi.
*Bilinçdışı ve rüyalarla sıkı fıkı ilişkisi olan sürrealizm etkisi Tim Walker fotoğraflarının çikolata sosu gibi. Bir evi fotoğraflarken kütüphane odasına koskocaman bir kayık koymak veya çadırlar yerleştirmek kimin aklına gelebilir ki? Siz hiç dallarından pastalar, kekler sarkan ağaç gördünüz mü? René Magritte yaşasaydı bu fotoğrafları kıskanabilirdi.
*2005’te Vogue’da yer alan ‘Fashion Pantomime’ adlı moda çekimi için Walker’ın ihtiyaç listesinde yer alanlar şöyleydi: 80 tane beyaz tavşan, 20 balerin, 17 kaz, 250 devekuşu yumurtası, 20 çam ağacı ve bir adet Rolls Royce. Vogue ekibi, Walker’ın Rolls Royce’u ne hale getireceğini bilemedikleri için kiralamak yerine satın almayı tercih etmişler.
*2005’te Vogue’da yer alan ‘Fashion Pantomime’ adlı moda çekimi için Walker’ın ihtiyaç listesinde yer alanlar şöyleydi: 80 tane beyaz tavşan, 20 balerin, 17 kaz, 250 devekuşu yumurtası, 20 çam ağacı ve bir adet Rolls Royce. Vogue ekibi, Walker’ın Rolls Royce’u ne hale getireceğini bilemedikleri için kiralamak yerine satın almayı tercih etmişler.
*Kolaj yapan herkesin hayal dünyasına hızla geçiş yapabilme yetisine sahip olduğu bir gerçek.
*Walker, renkleri o kadar büyüleyici bir şekilde kullanıyor ki fotoğraflara baktığınızda mutluluk aşısı yaptırmış gibi hissediyor insan. Sanki gökküşağı filtreden geçirilip fotoğraf karelerinin içine enjekte edilmiş.
*Walker, renkleri o kadar büyüleyici bir şekilde kullanıyor ki fotoğraflara baktığınızda mutluluk aşısı yaptırmış gibi hissediyor insan. Sanki gökküşağı filtreden geçirilip fotoğraf karelerinin içine enjekte edilmiş.
*Kolaj defterine Roald Dahl’ın “Watch with glittering eyes the whole world around you because the greatest secrets are always hidden in the most unlikely places” sözünü yazan birine hayran olmamak namümkün. Dahl ve Walker’dan çıkarttığım ders: “Hem uyanıkken, hem de rüyadayken gözler dört açılmalı.”
No comments:
Post a Comment