Moda dünyasının
nesli hızla tükenen eksantriklerinden biriyle daha vedalaştık. Anna Piaggi’siz
moda, renkten ve spontanlıktan mahrum kalacak.
Anna Piaggi’yi
ilk keşfettiğimde gözlerime inanamadığı anımsıyorum. Bir de kendi kendime,
“Yaşlandığımda böyle görünmek istiyorum” dediğimi. Gözlerimin gördüklerine
inanmakta zorlanmasının sebebi, her bir fotoğrafında rengarenk bir kolajı
andıran bir kadınla karşılaşmış olmamdı. Modaya ve kişisel stilime bakış açımı
değiştiren Piaggi’yi keşfettikten kısa bir süre sonra 2006’da, Londra’daki
Victoria and Albert Museum’da gerçekleştirilen “Anna Piaggi: Fashion-ology”
sergisini ziyaret ederek bu zat-ı muhteremi daha yakından tanıma şerefine nail
oldum. Sergide, Piaggi’nin gardırobundan 265 çift ayakkabı, 29 yelpaze, 932
şapka, 2865 elbise, 24 önlük ve 31 otriş beni bekliyordu. Gazetecilik kariyeri
boyunca kaleme aldığı yaratıcı yazılardan örnekler, Missoni için yazdığı
muazzam basın bültenleri, yakın arkadaşı Karl Lagerfeld’in çizdiği eskizleri de
cabası...
Başlı başına bir
moda olgusu olan bu muhteşem kadın, geçtiğimiz ay aramızdan ayrıldı. Artık ruhu
cennete renk katıyor.
Bir moda üstadı
Ayakkabı
tasarımcısı Manolo Blahnik bir keresinde Anna Piaggi için “Dünyada giysiler
konusundaki tek otorite” demişti. 50’li yıllarda Milano’da bir yayınevinde
çevirmen olarak çalışan Piaggi’nin moda dünyasının kapısını açışı, ileride
kocası olacak fotoğrafçı Alfa Castaldi’yle tanışmasıyla gerçekleşti. Aylık moda
dergisi Arianna’da moda editörlüğü görevini üstlenmesiyle birlikte ömrünün
sonuna kadar tükenmeyecek bir moda aşkı içinde yeşerdi. 1988’den itibaren
İtalyan Vogue’da yarattığı iki sayfalık “Doppie Pagine” bölümüyle moda alanında
bir efsaneye dönüştü. Kıyafetleri sadece moda bağlamında ele almıyordu Piaggi.
Mimaridan gastronomiye, sanattan tarihe kadar birçok alana atıfta bulunarak
yazıyordu.
Onun alameti,
inanılmaz bir yaratıcılıkla ortaya koyduğu yazılar kadar sahip olduğu doğaçlama
giyim tarzıydı. Stilini incelemek de en az yarattığı dergi sayfalarına bakmak
kadar heyecan vericiydi.
Abartılı ve
grotesk
Anna Piaggi’yi
pek çok fotoğrafında elinde kısa bir bastonla görürüz. Bu bastonun onun sihirli
değneği olduğunu düşünmüşümdür hep. En sıradan kıyafeti bile bir kostüme
dönüştürmeye yarayan değnek... Giyinmeyi bir zevk olarak tanımlayan Piaggi’ye
göre, mizah ve ironi yarattığı hikayenin bir parçasıydı daima. Biricik ve alt
okumalarla dolu stilini oluştururken, günümüzde modayla haşır neşir olan
insanlardan farklı olarak kendini çok ciddiye almıyordu. 1978’de verdiği bir
ropörtajda, “Benim için moda bir esrime hali. Moda felsefem nükteyle ilgili.
Hiçbir kıyafeti öylesine üzerime geçirmiyorum. Her biri üzerinde ufak bir
çalışma yapıyorum” demişti. Gelişigüzel giyilen lüks marka kıyafetlerden müteşekkil
bir stil değildi Piaggi’ninki. Vintage elbiselerle plastik kemerleri, haute
couture parçalarla vazgeçemediği 20’li yıllara ait ayakkabıları bir araya
getirdiği eklektik bir stildi. Şu anda, “Kıyafetler gelir gider. Ben bir
koleksiyoner veya tarihçi değilim. Sadece anı yaşıyorum” diyen moda
vizyonerinin aydınlattığı yoldan moda sahnesini izliyorum.
Dazed&Confused ve AnOther Magazine’in kurucusu Jefferson Hack, 2006’da Victoria and
Albert Museum’da gerçekleştirilen “Anna Piaggi: Fashion-ology” sergisinin
kitapçığında 13 maddede Piaggi’yi şöyle anlattı:
1. A.P. İtalyan Vogue için yaptığı işin
“tamamen dekoratif” olduğunu iddia eder.
2. A.P. 1980’lerde satın aldığı Olivetti
Valentina daktiloya sahiptir ve bunun 9 rakamı kayıptır. Bu daktilonun bir
kopyası New York’taki The Metropolitan Museum of Art’ta bulunur.
3. A.P. modada pek çok şeyin tekrar ettiğini
görür. Fakat daktilodan çıkan karbon kopyanın, orijinalinden daha farklı bir
görünümü ve hissi olduğunu bilir.
4. A.P. kariyeri boyunca 7000 sayfa editöryel
yazı yazmıştır.
5. A.P. Milano Moda Haftası’ndaki defilelere
taksiyle gelir. Eskiden bir şoförü vardı. Fakat hafızasını kaybedince yolunu da
kaybetti. A.P. hafıza kaybından muzdarip değil ama kışkırtılırsa öyleymiş gibi
görünebilir.
6. A.P. ciddi olanla komik olanı birbirinden
ayırd edemez. Bunun için de ciddi şekilde komiktir.
7. A.P.’nin 1995 yılında vefat eden Alfa
Castaldi’yle evliliği 30 yıldan fazla sürdü. Başarılı ilişkilerde, “birbirinin
gürültüsünden zevk almak gerektiğine” inanır.
8. A.P. Karl Lagerfeld’in deyimiyle “bir
sessiz sinema yıldızıdır.” Anna, 1970’lerin başında Paris’te yaşarken Lagerfeld
onun 250’den fazla eskizini çizdi. İlk eskiz, La Route Mandarine adlı bir Çin
restoranında peçetenin üzerine çizildi.
9. A.P. bir etkinliğe veya açılışa katılmadan
önce gideceği yerin lokasyonu üzerine bir araştırma yapar. Bunu, bir “görsel
hazırlık” olarak adlandırır. Kıyafetleri için mühim bir hazırlık...
10. A.P.’nin modaya kronolojik olarak
yaklaşmaması bir anarşizm eylemi olmaktan ziyade bir hünerdir.
11. A.P. kültürü analiz ederken geriye bakmaz,
daima ileriye dönük olarak anın yeniliğiyle ilgilenir.
12. A.P. eleştiri yazılarını, trendleri ve
modayla ilgili düşüncelerini yeni formlara sokup sentezleyerek birkaç kelimeyle
sıkıştırılmış hale getirir. O, ipuçları bulunmayan bir bulmaca gibidir.
13. A.P. şu anda yüzeysel gelişmeyle
ilgileniyor. Ancak bildiğimiz üzere şu an geçip gitti bile.
Anna Piaggi’nin
favori rakamı 13.
*Yazı, ELLE Eylül sayısından. Fotoğraflarsa Piaggi'nin ölümünden kısa süre önce Tim Walker tarafından çekildi.
harika bir yazı senin yazılarını okumak keyif veriyor bana
ReplyDeleteÇok teşekkürler :)
Deleteçok keyifli bir yazı olmuş, A.P.'nin renkleri yazına da yansımış =)
ReplyDeleteTeşekkür ederim :)
Delete