05/11/2012

Güle güle Anna Piaggi


Moda dünyasının nesli hızla tükenen eksantriklerinden biriyle daha vedalaştık. Anna Piaggi’siz moda, renkten ve spontanlıktan mahrum kalacak.


Anna Piaggi’yi ilk keşfettiğimde gözlerime inanamadığı anımsıyorum. Bir de kendi kendime, “Yaşlandığımda böyle görünmek istiyorum” dediğimi. Gözlerimin gördüklerine inanmakta zorlanmasının sebebi, her bir fotoğrafında rengarenk bir kolajı andıran bir kadınla karşılaşmış olmamdı. Modaya ve kişisel stilime bakış açımı değiştiren Piaggi’yi keşfettikten kısa bir süre sonra 2006’da, Londra’daki Victoria and Albert Museum’da gerçekleştirilen “Anna Piaggi: Fashion-ology” sergisini ziyaret ederek bu zat-ı muhteremi daha yakından tanıma şerefine nail oldum. Sergide, Piaggi’nin gardırobundan 265 çift ayakkabı, 29 yelpaze, 932 şapka, 2865 elbise, 24 önlük ve 31 otriş beni bekliyordu. Gazetecilik kariyeri boyunca kaleme aldığı yaratıcı yazılardan örnekler, Missoni için yazdığı muazzam basın bültenleri, yakın arkadaşı Karl Lagerfeld’in çizdiği eskizleri de cabası...
Başlı başına bir moda olgusu olan bu muhteşem kadın, geçtiğimiz ay aramızdan ayrıldı. Artık ruhu cennete renk katıyor. 


Bir moda üstadı
Ayakkabı tasarımcısı Manolo Blahnik bir keresinde Anna Piaggi için “Dünyada giysiler konusundaki tek otorite” demişti. 50’li yıllarda Milano’da bir yayınevinde çevirmen olarak çalışan Piaggi’nin moda dünyasının kapısını açışı, ileride kocası olacak fotoğrafçı Alfa Castaldi’yle tanışmasıyla gerçekleşti. Aylık moda dergisi Arianna’da moda editörlüğü görevini üstlenmesiyle birlikte ömrünün sonuna kadar tükenmeyecek bir moda aşkı içinde yeşerdi. 1988’den itibaren İtalyan Vogue’da yarattığı iki sayfalık “Doppie Pagine” bölümüyle moda alanında bir efsaneye dönüştü. Kıyafetleri sadece moda bağlamında ele almıyordu Piaggi. Mimaridan gastronomiye, sanattan tarihe kadar birçok alana atıfta bulunarak yazıyordu.
Onun alameti, inanılmaz bir yaratıcılıkla ortaya koyduğu yazılar kadar sahip olduğu doğaçlama giyim tarzıydı. Stilini incelemek de en az yarattığı dergi sayfalarına bakmak kadar heyecan vericiydi.


Abartılı ve grotesk
Anna Piaggi’yi pek çok fotoğrafında elinde kısa bir bastonla görürüz. Bu bastonun onun sihirli değneği olduğunu düşünmüşümdür hep. En sıradan kıyafeti bile bir kostüme dönüştürmeye yarayan değnek... Giyinmeyi bir zevk olarak tanımlayan Piaggi’ye göre, mizah ve ironi yarattığı hikayenin bir parçasıydı daima. Biricik ve alt okumalarla dolu stilini oluştururken, günümüzde modayla haşır neşir olan insanlardan farklı olarak kendini çok ciddiye almıyordu. 1978’de verdiği bir ropörtajda, “Benim için moda bir esrime hali. Moda felsefem nükteyle ilgili. Hiçbir kıyafeti öylesine üzerime geçirmiyorum. Her biri üzerinde ufak bir çalışma yapıyorum” demişti. Gelişigüzel giyilen lüks marka kıyafetlerden müteşekkil bir stil değildi Piaggi’ninki. Vintage elbiselerle plastik kemerleri, haute couture parçalarla vazgeçemediği 20’li yıllara ait ayakkabıları bir araya getirdiği eklektik bir stildi. Şu anda, “Kıyafetler gelir gider. Ben bir koleksiyoner veya tarihçi değilim. Sadece anı yaşıyorum” diyen moda vizyonerinin aydınlattığı yoldan moda sahnesini izliyorum.


Dazed&Confused ve AnOther Magazine’in kurucusu Jefferson Hack, 2006’da Victoria and Albert Museum’da gerçekleştirilen “Anna Piaggi: Fashion-ology” sergisinin kitapçığında 13 maddede Piaggi’yi şöyle anlattı:
1.  A.P. İtalyan Vogue için yaptığı işin “tamamen dekoratif” olduğunu iddia eder.
2.  A.P. 1980’lerde satın aldığı Olivetti Valentina daktiloya sahiptir ve bunun 9 rakamı kayıptır. Bu daktilonun bir kopyası New York’taki The Metropolitan Museum of Art’ta bulunur.
3.  A.P. modada pek çok şeyin tekrar ettiğini görür. Fakat daktilodan çıkan karbon kopyanın, orijinalinden daha farklı bir görünümü ve hissi olduğunu bilir.
4.  A.P. kariyeri boyunca 7000 sayfa editöryel yazı yazmıştır.
5.  A.P. Milano Moda Haftası’ndaki defilelere taksiyle gelir. Eskiden bir şoförü vardı. Fakat hafızasını kaybedince yolunu da kaybetti. A.P. hafıza kaybından muzdarip değil ama kışkırtılırsa öyleymiş gibi görünebilir.
6.  A.P. ciddi olanla komik olanı birbirinden ayırd edemez. Bunun için de ciddi şekilde komiktir.
7.  A.P.’nin 1995 yılında vefat eden Alfa Castaldi’yle evliliği 30 yıldan fazla sürdü. Başarılı ilişkilerde, “birbirinin gürültüsünden zevk almak gerektiğine” inanır.
8.  A.P. Karl Lagerfeld’in deyimiyle “bir sessiz sinema yıldızıdır.” Anna, 1970’lerin başında Paris’te yaşarken Lagerfeld onun 250’den fazla eskizini çizdi. İlk eskiz, La Route Mandarine adlı bir Çin restoranında peçetenin üzerine çizildi.
9.  A.P. bir etkinliğe veya açılışa katılmadan önce gideceği yerin lokasyonu üzerine bir araştırma yapar. Bunu, bir “görsel hazırlık” olarak adlandırır. Kıyafetleri için mühim bir hazırlık...
10. A.P.’nin modaya kronolojik olarak yaklaşmaması bir anarşizm eylemi olmaktan ziyade bir hünerdir.
11. A.P. kültürü analiz ederken geriye bakmaz, daima ileriye dönük olarak anın yeniliğiyle ilgilenir.
12. A.P. eleştiri yazılarını, trendleri ve modayla ilgili düşüncelerini yeni formlara sokup sentezleyerek birkaç kelimeyle sıkıştırılmış hale getirir. O, ipuçları bulunmayan bir bulmaca gibidir.
13. A.P. şu anda yüzeysel gelişmeyle ilgileniyor. Ancak bildiğimiz üzere şu an geçip gitti bile.
Anna Piaggi’nin favori rakamı 13.

*Yazı, ELLE Eylül sayısından. Fotoğraflarsa Piaggi'nin ölümünden kısa süre önce Tim Walker tarafından çekildi.


4 comments:

  1. harika bir yazı senin yazılarını okumak keyif veriyor bana

    ReplyDelete
  2. çok keyifli bir yazı olmuş, A.P.'nin renkleri yazına da yansımış =)

    ReplyDelete