Tasarım felsefesi sessiz sakin. Kendisi ufak tefek. Ancak global moda dünyasındaki etkisi dev. Vücudu ikinci bir deri misali sarıp sarmalayan tasarımların yaratıcısı Azzedine Alaia, nam-ı diğer “King of Cling” ile tanışın. Alaia, zamane tasarımcılarından değil. Onun için sezonların bir önemi yok. Koleksiyonlarını, kreasyonları hazır olduğunda sergiliyor. Modanın çılgınca hızının, yaratıcılığının önünde engel teşkil etmesini istemiyor. Günümüz modasının ayrıkotu olduğunu söylersek mübalağa etmiş olmayız.
Alaia’nın kadın vücuduna karşı duyduğu hayranlık ve onu muhteşem gösterme
becerisinin kaynağı çok eskilere dayanıyor. Küçük yaşta, kendisinin de doğumunu
gerçekleştiren ebesi Madam Pinot’nun yardımcısı olma görevini üstlenmesi,
hayatının geri kalanına şekil verdi. 10 yaşındayken bir bebeğin doğumuna yardım
etmek, sıradan bir insanın yaşamının geri kalanında iz bırakacak bir travmaya
sebep olabilir. Fakat bahsi geçen Alaia gibi bir yetenekse mucizelere yol
açabilir. Küçük Azzedine, Madam Pinot’dan sadece anatomi öğrenmekle kalmadı.
Pinot, onu sanat ve modayla tanıştırdı, 15 yaşındayken sanat okuluna yazdırıp
heykel eğitimi almasını sağladı. Üstelik çiftçi babasının onayı olmadan. Babası,
ona maddi destek sağlamadığı için bir terzinin yanında çalışarak para kazanmaya
başladı. Ardından da ver elini Paris ve dönemin ünlü modaevi Dior. Cezayir
Savaşı patlak verdiği için orada sadece beş gün kalabildi. Ancak Guy Laroche’la
birlikte iki sezon çalıştı. Alaia’nın hayatının seyri, 40’lı yıllarının Tunus’unda
doğmuş biri için oldukça sıra dışı değil mi?
Raf ömrü olmayan tasarımlar
Alaia nadiren röportaj veriyor. 2011’de The Ground Magazine’de yayınlanan
röportajında söyledikleri onun tasarım felsefesini özetler nitelikte: “Tek bir
takıntım var o da bu işe başladığım 1980 yılıyla bugün arasında asla bir fark
oluşturmamak. İnsanlar kıyafetlerime baktıklarında üretildikleri tarih hakkında
fikir yürütemesinler istiyorum. Ben kadınları güzelleştirmeyi seviyorum.
Aklınızda bu fikirle kıyafet yarattığınızda o kıyafetin modasının geçmesinin
imkanı yok.”
İşte bu felsefe, 80’li yılların Paris’inde tasarımcının isminin kulaktan
kulağa yayılmasına yol açtı. 60’ların sonunda Greta Garbo, Claudette Colbert ve
Arletty gibi ışıltılı yıldızlar, tasarımcının şehrin Sol Yakası’nda bulunan
atölyesinin kapısını çalmışlardı zaten. Artık bu gizemli ismin moda
dünyasındaki asıl yerini almasının zamanı gelmişti.
Alaia 1979’da, dönemin ünlü ayakkabı markası Charles Jourdan için bir
kıyafet koleksiyonu tasarlamakla görevlendirildi. Deri ağırlıklı koleksiyonu
çok sert bulunduğu için marka tarafından reddedildi. Fransız ELLE’in
editörleriyse markayla aynı fikirde olmadı. Nicole Crassat, gördüklerinden o
kadar etkilendi ki Alaia’nın tasarımlarından birini derginin kapağına taşıdı,
birini de kendi giydi. Böylece bir efsane gün yüzüne çıkmış oldu.
Heykelsi kadınlar
Herve Leger’nin popüler hale getirdiği bandaj elbiselerin asıl mucidi Alaia.
80’li yılların başında tasarladığı streç elbiselerle likra devrimini
gerçekleştiren tasarımcının yegane amacı kadın formunu kusursuzlaştırmak. “Tüm
güzelliğin esası vücuda dayanıyor. Sağlıklı bir vücudun harika kıyafetlerle
giyinip kuşanmış olmasından daha güzel bir şey yok” demesi de bu savı
güçlendiriyor. Tasarımlarında kullandığı materyaller arasında likranın yanı
sıra deri, PVC ve jarse bulunuyor. Fetiş objesi mi dediniz? Tam üstüne
bastınız. Pratik ve sıradan bir fermuar bile Alaia’nın elinde, bandaj elbisenin
en mükemmel detayı haline dönüşüyor.
Peki asla reklam yapmayan, sosyal medyayı kullanmayan, online
satışa karşı olan bir marka nasıl oluyor da kadınların arzu nesnesi haline
geliyor? Üstelik tasarımcısı, modanın Ana Kraliçesi Anna Wintour için “Moda
tarihinde onu kim hatırlayacak? Hiç kimse” beyanatını yapma cüretini göstermiş,
Karl Lagerfeld’i de fazla karikatürize bulduğunu söylemekten çekinmemişken.
Çünkü o Alaia ve Alaia demek eşi benzeri olmayan, heykellere öykünen, mükemmel
tasarımlar demek. Hangi kadın ona karşı koyabilir ki?
**Bone Magazine'in Kasım sayısında yayınlanmıştır.
Hafta sonları beni stajyer olarak kabul eder misiniz? Bayılıyorum size, tarzınıza, yazılarınıza..
ReplyDeleteÇok teşekkürler. Hafta sonları çalışmıyorum ama CV'nizi sedaayilmaz@yahoo.com adresine gönderirseniz proje bazlı sizden asistanlık desteği isteyebilirim.
Delete