12/05/2015
Beyoğlu'nun sesini duyun
İstiklal Caddesi'nden Gölge Kahve'ye doğru gitmek üzere sokağa girdiğimde ürperiyorum. "Ya yerinde yoksa?" diyor içimden bir ses. Beyoğlu'nda sevdiğim mekânların sayısı bir bir azalırken Gölge Kahve yerinde duruyor mu acaba? Neyse ki şimdilik yerinde. Jazz tınıları eşliğinde çalışırken buranın sahiplerinden biriyle hoşbeş ediyoruz. "Vahşi tüketim ve kapitalizmin ortasında kaldık" diyor. Beyoğlu'nun profilinin ne kadar değiştiğinden söz ediyoruz. Onunla konuşurken Birgün'ün Pazar Eki'nde içim burularak okuduğum Meltem Gürle'nin yazısı geliyor aklıma. Ve severek gittiği Laterna Kafe'nin kapanışının ardından söyledikleri "Laterna Kafe'yi geçen ay mühürlediler. Hepimizin halini hatrını soran, şakalarıyla yüzümüzü güldüren, sevdiğimiz reçelden kavanoza koyup yanımıza veren Şeker Teyze'yi de ağlatarak dükkânından kovdular."
Beyoğlu'nda pek çok bina rant uğruna büyük şirketlerin pençesine düşüyor. Türk kahvesinin hasını içtiğiniz Mandabatmaz'ı bilir misiniz? Yakında oranın da kapandığını duyabilirsiniz. Buraların kaderi, gözünü para hırsı bürümüş takım elbiseli, asık suratlı adamların elinde. Üyelikle girilen havalı kulüpler de zincir oteller de Beyoğlu'nun ruhundan iştahla bir parça koparıyor.
Bari siz Beyoğlu'nu başıboş bırakmayın. Zincir mağazalardan bir tişört daha satın almak yerine burada ayakta kalmaya çalışan kafelerde bir şeyler yiyip için.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
Merhaba. Güzel yazı.
ReplyDeleteTaksim'e ve Beyoğlu'na gitmek uzundur artık neredeyse hiç gelmiyor içimden. Ve, birçok kişi de böyle düşünüyor; sosyal medyadan biliyorum.
Salaş yerlerin çoğu, korkarım, yakın gelecekte, lüks yerlere veya otellere dönüşecek.
Biraz bencilce olacak; ama diyorum ki, iyi ki 20'li yaşlarımda oraların tadını, oralar daha güzelken, tam da gençlikte çıkarmışım.
Bye,
Cem