Erkekler tek bir smokinle sayısız düğün davetine
katılırken kadınlar neden her düğün için farklı elbise peşinde koşuyor? Gelin,
elbise arayışının altında gizlenen gerçeklerle yüzleşelim.
Kız arkadaşlarım bana “Bu yaz katılacağım beş
düğün daveti var. Ne giysem” sorusunu yönelttiklerinde düğün maratonunun
başlangıç düdüğü çalıyor. Mağazalar geziliyor, elbiseler deneniyor. Nedense bir
önceki yaz alınan elbiseler gardıropların derinliklerinde kaderlerine terk
ediliyor. Çünkü her düğünde “yeni bir kadın” olmak gerekiyor. Arkadaşlarımın
sordukları bu masum görünen soru, ilk defa bu sene bende başka türlü bir yankı
uyandırdı. Düğünde giyilecek olan elbiseye bu kadar anlam atfedilmesinin sebebi
nedir acaba? Birkaç saatlik bir etkinlik için neden onca çaba sarf ediliyor? Yaz
boyunca her düğüne aynı elbiseyle katılmak söz konusu olamaz mı? Erkeklerin
üzerlerine takım elbiselerini geçirip gittikleri düğünler için giyinmek nasıl
oluyor da biz kadınlar için bu kadar mühim bir mesele halini alıyor?
Klinik psikolog ve psikanalist Elise Ricadat ve
Lydia Taieb, kaleme aldıkları Üzerime Giyecek Hiçbir Şeyim Yok adlı kitapta
giyinmeyi oynamakla özdeşleştiriyorlar. “Eğer küçükken her kadın bebeklerini
giydirerek oynadıysa yetişkinliğe erdiğinde giyinmek oyuncu bir yaratıcılıkla
kendisini iyi hissetmesine, artık kadın olan bedenini, sürekli evrim halinde
olan bedenini anlamlandırmasına izin verir. Bazı kadınlar için giysi,
kadınlığın işbirlikçisi, insanın başkalarına göndermeyi arzuladığı kendi
imajının yaratıcı bir ifadesiyse de, diğerleri için işler farklıdır. Giyinmek
artık bir oyun değildir, kadınları kadın olanın evreninden dışlanacakları
korkusuyla aksine davranmanın yakışık almayacaklarını düşündükleri bir kapana
kıstırır.” Giyinmek oyun olmaktan çıktığında giysilere, olması gerekenden fazla
anlam yükleniyor. Düğüne giyilecek
elbiseye hayat memat meselesi gözüyle bakmak buna örnek gösterilebilir. Bitmek
tükenmek bilmeyen elbise arayışı, aslında kadının kimliği ve varoluşuyla ilgili
başka arayışlarının üzerini örtüyor. Bulunacak elbisenin bir boşluğu
dolduracağı sanılıyor fakat bu hiçbir zaman gerçekleşmiyor. Tek bir elbisenin
kişiye aradığı kadınlığı bahşetmesi tabi ki mümkün değil.
Ricadat ve Taieb, “Üzerime giyecek hiçbir şeyim
yok” cümlesinin kadınlığın yolunu kaybettiğinin göstergesi olduğunu öne
sürüyor. “Burada artık ne yazık ki oynamak değil, gerçek bir kimliksel zorluğa
karşılık vermeye çalışmak söz konusudur. Giysi arayışı, burada farklı
derecelerde kadınlığın bir acısını, bir varoluş acısını, kendilik imajının
kırılganlığını işaret eder. Giysi, yokmuş gibi algılanan bir beden üzerinde
içsel bir boşluğu saklamaya çalışarak kadın olarak kendini ifade etmenin tek
yolunu oluşturduğunda, kadın kimliğinin oluşumunda bir kusur olduğunu anlamak
gerekir.”
Giysilerle var
olmak
Alınan her düğün davetiyesiyle birlikte “Ne
giyeceğim” diye düşünmeye başlayan kadın için elbise bulmaya çalışmak bir kaygı
kaynağına dönüşebiliyor. Çünkü “o” elbisenin, perinin sihirli değneği misali
bir etkisi olacağına inanıyor. Kadın, kendisini baştan yaratacağına inandığı
elbiseyi bulma ümidiyle mağaza mağaza dolaşırken aradığı elbise mi, yoksa
kendisi mi acaba? Kendini ararken iç dünyasına dalmak yerine neden mağazalara
koşmayı tercih ediyor? Oysa yalnızca içine dönerek kadınlığı ve kadın kimliği
hakkında fikirler toplayabilir.
Bu noktada, “Kadın süslendiği zaman ben’ini kendi
eliyle seçip yarattığını sanır” diyen Simone de Beauvoir’ı hatırlayalım. Bu tür
bir yanılsama içerisinde kimlik ve varoluş, giysiler üzerinden tanımlandığında
tehlike çanları çalıyor demektir. Düğünde giyilmek üzere seçilen elbise
kimliğin tamamlayıcı olabilir pekâlâ. Fakat sadece o elbiseyle üzerinize bir kimlik geçirebilmeniz mümkün olmaz.
Ricadat ve Taieb, kadınlığın içsel ve kendine has
duygusunu temsil eden giysilere yatırım yapılmasından yanalar. Her kadının
varoluş yolculuğunda yapacağı keşifler bu giysilerin bulunmasına yardımcı
olacaktır elbette. Mesele, kimliğinizi tamamen giysilerin eline teslim etmemek.
*Vogue Türkiye Haziran sayısında yayınlanmıştır.
Wow its really a lovely blog i really like it
ReplyDeletehttp://www.consumerspk.com/