31/03/2016

Çekirdek parçalanıyor


Cinsiyet kimliklerinin gitgide flulaştığı, çekirdek ailelerin yok olmaya yüz tuttuğu bir dünyada aile ne ifade edecek? Geleceğin ailesinin portresini çiziyoruz.
“Süper annelerin” Instagram’da rekabet halinde oldukları, babaların çocuk bakımında en az anneler kadar sorumluluk aldıkları, çocuk yetiştirmenin bilinen kurallarının ters yüz edildiği bir dönemdeyiz. Yerleşik cinsiyet kodları sorgulanırken anne, baba ve çocuktan oluşan çekirdek ailenin akıbetinin ne olacağına dair tahminler yürütülüyor. Sanayi Devrimi’nin bir ürünü olan bu aile modeli, erkekle kadını keskin çizgilerle birbirinden ayırarak, onlara biçtiği toplumsal cinsiyet rolleriyle birlikte her ikisini evlilik müessesinin çatısı altında buluşturdu. Buna göre, erkek, para kazanıp evin geçimini sağlamakla; kadınsa, annelik ve ev hanımlığı arasında gide gele günlerini doldurmakla yükümlüydü. Bu iç karartıcı tablo kısmen varlığını sürdürüyor olsa da özellikle kadınların iş hayatında 
yer almasıyla birlikte çekirdek ailede değişimler baş gösterdi. Geleneksel ailenin yerini alan farklı aile modelleri türedi. Trend danışmanlık şirketi The Future Hunters’ın başkan yardımcısı Erica Orange, artık ailenin tek bir tanımı olmadığını söylüyor. “Günümüzde aile, sosyokültürel, ekonomik ve teknolojik pek çok faktörden etkileniyor. Doğum oranlarının düşüşünden, gelişmekte olan ülkelerde yaşlı nüfusun artışına, bir ya da ikiden fazla çocuk yetiştirmeyi zorlaştıran ekonomik şartlardan, tüm dünyada kadınların eğitim ve iş hayatına katılımının artışına kadar bir sürü şey çekirdek ailenin yapısını değiştiriyor. Gelecekte aile, geleneksel kan bağından çok, aile farz ettiğiniz insanların bir araya gelmesiyle oluşacak.” Bu sav, tıp alanındaki gelişmelerle de destekleniyor. Bir süre önce İngiltere’de yapılan bir buluş sayesinde, kadının kemik iliğinden sperm üretildi. Böylece, lezbiyen çiftlere ve babasız doğum yapmak isteyen kadınlara biyolojik olarak kendi çocuklarını doğurma olasılığının kapısı aralandı.
Orange, aile yapısının değişiminde teknolojinin de kayda değer bir etki göstereceğine inanıyor. Common Sense Media tarafından yapılan bir araştırma, ABD’de iki–dört yaş arası çocukların yüzde kırkının evinde dokunmatik ekranlı teknolojik bir alet bulunduğunu gösteriyor. “App jenerasyonu” olarak adlandırılan bu kuşak, doğduklarından itibaren dijital teknoloji kullanan ilk kuşak olma özelliğine sahip. Orange’ın bu konudaki öngörüleri Jetgiller’den bir sahneymişçesine gözünüzün önünde canlanabilir. “Kişilerin, gerçek ailelerinin dışında sanal aileleri olacak. İnsanlar, sanal gerçeklik ortamında evlenip siber çocuklar büyütecekler.”
Cinsiyetlerin akışkanlık kazanması, geleceğin ailesi için bir başka belirleyici etken. WGSN’in beyin takımı departmanından Lisa White, 1996-2010 arasında doğan Z kuşağının açık ve şeffaf bir kültür yarattığını söylüyor. Bu jenerasyon, cinsel kimliğin eskisi kadar insanları niteleyen bir tanım olduğuna inanmıyor. Disney mağazalarında satılan çocuk kıyafetlerinin etiketlerinden cinsiyet ibarelerinin kaldırılması ve Target’ın cinsiyetsiz çocuk oyuncakları reyonu açma kararı, cinsiyet rollerinin daha da muğlaklaşacağına işaret ediyor. Neticede, bu gibi örneklerle büyüyen çocuklar için cinsiyet ve aile kavramları geleneksel kalıpların dışına taşınacak.
*Vogue Türkiye Mart sayısında yayınlandı.

No comments:

Post a Comment