11/04/2016

İnsana insan gerekecek


Robotlar ve otonom cihazlar ofisteki yerlerimize göz mü dikiyor? Belki. Ancak yeni bir sanayi devriminin eşiğindeyken mesleklerin geleceği umut veriyor.

Aynı gün içinde 1000 farklı iş yapıp bunların her birinden para kazandığınızı hayal edebiliyor musunuz? Google’ın en kayda değer fütürist konuşmacılar arasında saydığı Thomas Frey, veri izleme, toplama ve ayrıştırma becerimiz arttıkça her eylemimize bir değer biçme ve tek bir eylemden binlerce yeni etki alanı ortaya çıkarma olasılığımızın  arttığını söylüyor. Bu ne demek? Mesela, Instagram’da paylaştığınız fotoğraflarla hatırı sayılır bir üne ve takipçi sayısına kavuştunuz. Üstelik markaların dikkatini de çektiniz. Her fotoğraf paylaşımınızdan para kazanmaya başlamanız an meselesi. Frey, “Markalar, görüntülenme, yönlendirme, fikir, onay, öneri verme ve bunun gibi sayısız etkileme modeli için para ödemeye razı. Gelecekte, önemsiz gibi görünen eylemler bile (bunu köprüden at veya şu kişiyle konuş) birinin bunu ücret karşılığında yaptırmak isteyeceği değere sahip olacak. Tek bir günde 1000 gelir kaynağını kotarabilen ilk kişi, tüm dünyada gazete manşetlerine çıkacak. Milyonlar, bu hızlı, alışılmadık ve mikro boyutlu, kısa süreli işlerin farkına varacak” diyor. Madem öyle, ofisteki masamı bir robota devretmeye dünden razıyım diye düşünüyor olabilirsiniz. Peki bu durumda, aynı şirkette yıllarca dirsek çürütüp, yükselmek için çabalamak tarihe mi karışacak? Bugün Amerika’da, 30 yaşına gelmiş bir kişi daha şimdiden ortalama 11 farklı iş yapmış oluyor. Frey, önümüzdeki 10 yıl içinde aynı yaşta bir kişinin 200 ila 300 arası farklı işin altından kalkmış olacağını söylüyor. “Günümüzde ün, sosyal medya takipçileri, video izlenme oranları ve dijital ayak izi gibi pek çok veriye göre ölçülüyor. Dolayısıyla, daha da fazla genç, iş piyasasının dışında kalmayı tercih ederek geleceklerini ünlü olmaya göre şekillendirecek. Bununla birlikte, kendi girişimlerini hayata geçirerek çok sayıda yeni meslek yaratacaklar.”  

Buna göre, esnek çalışmanın daha da önem kazanacağını iddia edebiliriz. Konuyla ilgili, dünyanın en güçlü dijital medya platformlarından Huffington Post’un kurucu ortağı Arianna Huffington’tan görüş aldığımda, esnekliğin özellikle kadınların çalışma şeklini etkileyeceğini düşündüğünü söylüyor. Huffington Post’u 2005’te, internet haberciliğinin emeklediği bir dönemde kuran bu vizyoner isme, geleceğin meslekleri konusunda sezgilerinin neler söylediğini soruyorum. “Bireysel düzeyde, insanlar tükenmişlik sendromu yaşıyor. Kolektif düzeydeyse, gezegeni tüketiyoruz. Bu nedenle, geleceğin megatrendi sadece mesleklerimizle ilgili değil, aynı zamanda işlerimizi nasıl bir bütünsellik içinde ele alacağımızla ilgili olacak. Bu da insanlığımızı, mutluluğumuzu ve amaç sahibi olmayı yaptığımız her şeyin merkezine koyacağımız anlamına gelecek.” Ardından, geçtiğimiz Ocak ayında Davos’ta gerçekleştirilen Dünya Ekonomik Forum’undaki başlıca müzakere konusunun dönüşüm olduğundan söz ediyor. “Forum’un bu yılki teması 4. Sanayi Devrimi oldu. Yapay zekâ, robotlar, otonom cihazlar, 3 boyutlu yazılımlar ve nano teknoloji bu devrimin gerçekleşmesinde rol oynayacak. Fiziksel, dijital ve biyolojik dünyalar arasındaki teknolojilerin birleşmesi, tamamen yeni imkânlarla birlikte politik, sosyal ve ekonomik sistemlerde dramatik sonuçlar doğuracak.” Dünya Ekonomik Forumu’nun, öngörülen devrimle ilgili yaptığı araştırmanın sonuçları, 2015-2020 yılları arasında üçte ikisi ofis ve idari meslek grubunda olmak üzere 7.1 milyon iş kaybının gerçekleşeceğini ve 2 milyon yeni mesleğin de hayatımıza gireceğini gösteriyor. Fazla karamsar bir tablo mu?


Mesleklerle ilgili yapılan projeksiyonlar, mesleklerin tamamen robotların eline geçtiği distopik bir geleceğin bilimkurgu filmlerine özgü olduğunu gösteriyor aslında. Frey’e göre, “Sürücüsüz taşıtların milyonlarca şoförlük pozisyonunu yok edeceği, gece gündüz çalışan robotik sistemlerin imalat ve montajla ilgili meslekleri saf dışı bırakacağı ve geçmişte makineleştirilmesine imkânsız gözüyle bakılan işlerin makineler ve bilgisayarlarla yapılacağı bir dünyaya adım atıyoruz. Ancak buna paralel olarak yeteneklerimiz artıyor. Günümüzde gökdelen inşa etmek, artan enformasyon hacmine uygun dev veri depolama merkezleri kurmak veya tüm cihazlarımıza yönelik global kablosuz ağlar oluşturmak için harcanan zaman ciddi oranda düştü. Bir şeyi yapmak için daha az efor sarf ettiğimizde, elbette bunun daha fazlasını yapabilirsiniz. Pek çok şey makineleşse bile “insanın insana ihtiyacı” ekonomisinde yaşıyoruz.” Bu söyledikleri, Dünya Ekonomik Forumu kurucusu ve başkanı Klaus Schwab’ın Foreign Affairs’de yayınlanan bir yazısında ileri sürdüğü görüşle örtüşüyor. “Sonunda, her şey insana ve insani değerlere bağlanıyor. İnsanı ön plana alan ve güçlendiren bir gelecek şekillendirebilmeliyiz. En kötümser ve insana aykırı şekliyle, 4. Sanayi Devrimi’nin, insanı ‘robotlaştırarak’ yürekten ve ruhtan yoksunlaştırma tehlikesi taşıdığı da bir gerçek. Fakat bu devrim, insanlığı yeni bir kolektif değerler bilincine de yükseltebilir. Üzerimize düşen, bunun gerçekleşmesinin sağlamak.”

*Vogue Türkiye Mart 2016 sayısında yayınlandı.

No comments:

Post a Comment