23/05/2007

Modanın anatomisi değişiyor



Keskin hatlı tasarımlar, drape ve farklı kesimlerle kadınları heykel gibi gösteren kıyafetler inşa eden Osman Yousefzada tasarımlarının zamanın imtihanını geçip zamansız olmalarını istiyor. Hayalleri kaçıp gitse de peşinden koşup onları yakalayan bir kıyafet tasarımcısının hayallerine ortak olmak ister misiniz?


Yatırım bankacılığı yaparken moda tasarımcısı olmak gibi cesur bir kararı nasıl verdin?
Üç buçuk yıl boyunca bankacı olarak çalıştım. Liseyi bitirdikten sonra üniversite öncesi eğitimimi Central Saint Martins’de aldım. Üniversite eğitimime biraz da ailemin isteğini yerine getirmek için Cambridge Üniversitesi’nde devam ettim. Benim için bankacılık hayatımın geçiş dönemi gibiydi. Hayatımın geri kalanında yapmak istediğim şeyin moda tasarımı olduğunu biliyordum.
Londra’da bir bankacının bir moda tasarımcısından çok daha fazla para kazandığını biliyoruz. Bankacılığı bırakınca yeniden başa dönmüş gibi hissettin mi?
İşi bırakırken para konusunu hiç düşünmedim. Finansal alarak çok doğru bir adım attığım söylenemez tabii (Gülüyor). Sadece yaratıcılığımı ortaya koyacak işler yapmaya karar verdim. Dünyaya bir kere geldim ve istediğim şeyi yapmak çok önemli. Tasarım yapmayı bir meslek olarak görmüyorum. Kolay olduğu için değil ama içimden gelerek yaptığım için. Zahmetli bir iş olmasına rağmen tasarım yapmayı çok seviyorum. Moda kelimesinden nefret ettiğim için kendimi moda tasarımcısı olarak adlandırmıyorum. Ben kıyafet tasarlıyorum. Kıyafet tasarımcısı denmesini tercih ederim.
Osman Yousefzada markası ne zaman ortaya çıktı?
Markamı iki buçuk yıl önce yarattım.
Modaya ve kıyafetlere karşı her zaman bir tutkun var mıydı?
Çocukken kız kardeşimin oyuncak bebekleri için kıyafetler dikerdim. Üç kız kardeşin olduğu bir evde büyüdüm. Annem onlara kıyafetler dikerdi. Dikim yapılırken evin her tarafında kumaşlar serili olurdu. Ben de artan kumaşlardan bebeklere kıyafetler dikerdim. Aileme göre bu, erkek çocuklardan ziyade kızların yapması gereken bir şeydi.
Özellikle Ortadoğu ülkelerinde toplumsal cinsiyet farklılıkları daha derin oluyor. Toplumun kadın ve erkekten bekledikleri kesin çizgilerle birbirinden ayrılıyor.
Kesinlikle katılıyorum. Bir erkeğin bankacı olması normal karşılanırken, modayla uğraşması farklı tepkiler almasına neden olabiliyor.
Tasarımların insan vücudunu heykel gibi gösterecek kadar keskin hatlara sahip. Ortadoğu kökenli tasarımcılarda göze çarpan bu özellik Ortadoğu’daki kadınların örtünmesine bir reaksiyon mu? Kadın vücudu ve kıyafet ilişkisini nasıl yorumluyorsun?
Ben daha çok kıyafetin inşasıyla ilgileniyorum. Moda daha yapısal bir yöne doğru yol alıyor. Ortadoğulu tasarımcıların modaya bakış açısı oldukça farklı. Modayı daha geometrik bir şey gibi algılıyorlar. Tasarımlarım hem kadınların örtünmesine hem de Batı’nın Ortadoğu’ya karşı olan oryantalist tutumuna bir tepki niteliği taşıyor. Etnik ve kültürel referansları olan kıyafetler tasarlıyorum.
Kıyafetlerin etnik gözükmediği halde etnik referanslar vermeyi nasıl başarıyorsun?
Modern görünümlü kıyafetler tasarlamama rağmen etnik kökenim daima benimle. Yani, İngiltere’de büyümüş olsam da evimde Afgan kökenlerimle iç içe büyüdüm. Koleksiyonumu hazırlamaya başlarken tasarımlarıma bir parça Afrika, bir parça da Arabistan katmalıyım diye düşünmüyorum. Etnik referanslar kıyafetlerin içine sızıyor ama bunlar koleksiyonu görenlerin çok çabuk farkına varabileceği şeyler değil.
Londra’da bir yabancı olarak yaşamak tasarımlarına ne şekilde yansıyor?
Tamamen kendini ait hissetmediğin bir toplumda büyüyünce o topluma dışardan bakan bir insan oluyorsun. Toplumun tam bir parçası olamıyorsun. Benim durumum da böyle. Bu durum sayesinde daha iyi bir gözlemci oldum. Bu arada kalmışlık tasarımlarıma yansıyor. Ne kendi kültürümden insanlarla, ne de burada yaşayan insanlarla aynı bakış açısına sahip değilim. Kendimi arada kalmış üçüncü bir kişi gibi hissediyorum.
Tasarımlarının ruh halini nasıl tanımlıyorsun?
Tek kelimeyle tanımlamam gerekirse güçlü. Kıyafetlerimi kadın vücudunu en güzel şekilde göstermek üzere tasarlıyorum.
Nasıl bir kadın için tasarım yapıyorsun?
Tasarım yaparken kafamda tek tip bir kadın olmuyor. Kendine güvenen ve güçlü olan her kadın için tasarım yapıyorum.
Givenchy ve Alexander McQueen gibi isimlerle kıyaslanıyorsun. Sence bu isimlerle kıyaslanmak iyi bir şey mi?
Kıyaslanmanın çok hoşuma gittiğini söyleyemeyeceğim. Bu tasarımcılara saygım var ama benim daha farklı bir bakış açım var.
‘Imperial’ adını verdiğin ilk koleksiyonla politik konulara atıfta bulunmuştun. Moda politikayı veya insanların kafasındaki politika anlayışını değiştirebilecek kadar güçlü mü sence?
Tüm tasarımlarımda politik referanslar oluyor ama modanın politikayı etkileyecek kadar güçlü ve ciddi bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bazı mesajlar verilebilir tabii ki.
Bu yaz ve önümüzdeki kış için hazırladığın koleksiyonlarda tasarımlarında volüme daha çok yer vermeye başladın. ‘Body conscious’ tasarımların yerini volüme mi bırakıyor?
İki sezondur hacimli kesimlerle sert ve keskin hatları karıştırıyorum. ‘Body conscious’ tasarımlarla vücudun heykelsi duruşunu vurguluyorum. Bana bir vücut verin ben de size onun mevcut güzelliğini ortaya çıkaracak tasarımlar yapayım. Tasarımlarım zamanın imtihanını geçip zamansız olmalarını istiyorum.
İlkbahar-yaz 2007 koleksiyonundan bahseder misin?
‘Refuge’ adını verdiğim koleksiyon, Ortaçağ terziliğine dayanıyor. Bunu etik kostümlerle birleştirip ortaya yeni bir estetik anlayışı çıkarmaya çalıştım.
Bu koleksiyonun Selfridges’ın ‘International Designer Floor’ katında Lanvin ve Viktor&Rolf gibi markaların yanında satılıyor olması konusunda neler hissediyorsun?
Bu kadar kısa sürede bu kadar büyük isimlerle yan yana olmak müthiş bir duygu. Selfridges’daki bütün kıyafetler satıldı. Vitrinde yer alan bir elbise için 30 kişilik bir bekleme listesi var.
Sonbahar-kış 2008 koleksiyonunun ismi ‘Icon.’ Koleksiyonla ve ona verdiğin bu isimle nelere atıfta bulundun?
Bu koleksiyon dini ikonografiyle ilgiliydi. Haç işaretini temsil eden kesimler yaparak bu işarete yeni bir bakış açısı getirdim. Ayrıca, Paul Poiret’nin hacimli formlarını alıp onlara daha heykelsi bir boyut kazandırdım.
Drape ve kesim ustası olarak anılmak konusunda ne düşünüyorsun? Bu, üzerinde bir baskı oluşturuyor mu?
Usta olmak için daha çok yol kat etmem gerektiğini biliyorum. Ustalık zaman alır. Kıyafetlerle uğraşmak ve tasarım yapmak benim için çok doğal ve içten gelen bir şey.

No comments:

Post a Comment