10/03/2007

Sevgili Jean'im


Gardırobunuzun en değerli parçasına bir mektup yazmanızı istesek, mektubunuz “Sevgili Jean’im” diye başlardı hiç şüphesiz.

1873 yılında California madenlerinde çalışan işçilerin kısa zamanda aşınan pantolon sorununa sert kumaşlı ve çapraz dikişli jeanleri dikerek çözüm getiren Alman göçmeni terzi Jacob Davis günümüz kadınlarının gardıroplarının jokerini yarattığından habersizdi. Jean, yıllar içerisinde sosyal statü basamaklarını hızla tırmanarak işçi sınıfından yukarılara doğru yol aldı. Aynı tırmanışı moda dünyasında da gerçekleştirince modanın zirvesinde ve tüm kadınların gardırobunda birçok farklı modeliyle yer almaya hak kazandı.
İpucu...
Peki, nedir jeanleri vazgeçilmez kılan? Öncelikle her kıyafetle rahatlıkla kombinlenebiliyor, şık bir davete katılırken de, alışverişe çıkarken de giyebiliyor olmaları. Jean konusunda kadınların çözmesi gereken tek problem ise vücutlarına uygun jean modelini bulmak. Her kadının Kate Moss’un kürdan bacaklarına sahip olmadığı bir gerçek. Skinny jeanlere gözyaşları içinde bakmak yerine vücut tipinize uygun jeani bulmanız gerekiyor. Yuvarlak hatlı ve geniş basenli olmanız dünyanın sonu değil. Tek yapmanız gereken bol ve skinny jeanlerden uzak durmak. Boru paça jeanleri topuklularla giymek vücudunuzu daha ince gösterir. Minyonsanız ve kısa bacaklarınız varsa, sigaret veya skinny jeanleri kalın topuklu ayakkabılarla giyerek hoş bir görüntü yakalayabilirsiniz. Vücudunuzun üst kısmı genişse çok düşük belli modellerden kaçınmalısınız. Büyük cepli ve ceplerinin üzerinde iş olan bol paça jean modelleri dikkatin vücudunuzun üst bölgesinde toplanmasını engeller. Şayet bacaklarınız ince ve kalçalarınız genişse skinny jeaninizi bir tunik veya babydoll elbiseyle giyerek daha zayıf görünürsünüz.

No comments:

Post a Comment