11/08/2009

Görsel hafıza

Azılı bir elektronik alet katili olduğum için bu kez de fotoğraf makinamı bozdum. Bu yüzden bugün gözümün ağına takılanları belleğime yerleştirme oyunu oynadım kendi kendime.


Öğle yemeğinden dönerken ağacın altında uyuyan kediyi GÖRDÜM. Emir komuta zincirinin bir halkası olmaktan çok sıkıldığım için yanına kıvrılmak istedim.
'Born to be stylish' iş arkadaşım Almıla'yla (bkz. burada kendisi) Topshop'a gidince ona çok yakışacağını düşündüğüm haki rengi fuşya detayları olan bondaj elbiseyi GÖRDÜM. Tam bu sırada askıda kulaklarını düşürmüş bir tavşanı andıran fiyonguyla bekleyen siyah rugan babetleri GÖRDÜM.
Ofise döndüğümde kivili Activia'nın çimen yeşili kutusunu GÖRDÜM.
Paydos vakti gelip de kendimi sokağa attığımda ayaklarımızı basmaktan yüzünü eskittiğimiz kaldırım taşlarını GÖRDÜM. Onlar da benim kadar bezgin GÖRÜNÜYORLARDI.
Nişantaşı'ndan Harbiye'ye doğru yürürken, araba kullanmayı öğrenmeme sebep olabilecek şekerlikteki uğurböceği kırmızısı Fiat Micra'yı GÖRDÜM.
Taksim Meydanı'nda mor pantolonunun üzerine kırmızı-beyaz pötikareli gömlek giymiş bir erkek GÖRDÜM.
Ayçiçeği sarısı dolmuşlardan birine kurulduğum anda 'Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü çantamdan çıkardım ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın sözcüklerini GÖRDÜM. Zihnim başrollerinde benim ve bir zat-ı muhteremin olduğu hikayeyi hayali olarak yazmakla o kadar meşguldu ki gözlerim kelimeleri GÖRMEZ oldu. Kitabı kapadığımda hayal GÖRDÜM.
Eve geldiğimde John Berger'in 'Görme Biçimleri'ni açtım ve görmenin pirinin söylediklerini sizlerle paylaşmaya karar verdim:
...Gene de sözcüklerden önce gelen ve sözcüklerle tam anlatılamayan görme, uyarıcılara karşı mekanik bir tepkide bulunup bulunmama sorunu değildir. (Görme eylemi, ancak gözün retinasını ilgilendiren sürecin küçük bir bölümünü alırsak böyle tanımlanabilir.) Yalnızca baktığımız şeyleri görürüz. Bakmak bir seçme edimidir. Bu edimin sonucu olarak gördüğümüz nesne-her zaman elimizle dokunabileceğimiz bir nesne anlamında olmasa da-ulaşabileceğimiz bir alana getirilmiş olur. Tek bir nesneye değil, nesnelerle aramızdaki ilişkilere bakarız her zaman. Görüşümüz sürekli olarak canlıdır, hareketlidir; her şeyi çevresindeki bir çember içinde tutar; bulunduğumuz durumda bizim için orada var olabilecek her şeyi gösterir bize. Bir şeyi gördükten hemen sonra, aynı zamanda kendimizin görülebileceğini de fark ederiz. Karşımızdakinin gözleri bizimkilerle birleşerek görünenlerin dünyasının bir parçası olduğumuza bütünüyle inandırır bizi.

2 comments:

  1. bende bugün kelimelerin senin sihirin olduğunu tekrar gördüm, harika bir yazıydı...

    ReplyDelete
  2. I witnessed the day from anextremeother perspective and that what makes us all different and friends sometimes :))

    ReplyDelete