Esen hafif rüzgarla birlikte yapraklar birbirlerine sokuldular. Soğuktan korunmak ister gibi bir halleri vardı. Uzaktan dalgaların kıpırtısı duyuldu. Yapraklar ürperdi. Fırtına mı yaklaşıyordu yoksa? Bir o yana, bir bu yana savrulmak öylesine yorucuydu ki. Güneşin bulutların ardına gizlenmesine razı olabilirlerdi. Ancak, şimşekler, gök gürültüleri ve uğultulu rüzgarlar ürpertirdi onları. Özellikle de sararmış olanları. Zira böyle zamanlarda yere düşmeleri an meselesiydi. Ait oldukları bedenden kopmanın acısı hiçbir şeye benzemezdi. Bu kopuş, onların müddet-i ömrünün dolması demekti. Keşke tutunabilselerdi dallarına. Rüzgar böyle esmeseydi, dalgalar kımıldanmasaydı, ağaç taze yapraklar istemeseydi. Belki...
No comments:
Post a Comment