Kim demiş Kuğu Gölü bir tek sahnede sergilenir diye? Rengarenk babetler giyen kadınlar Kuğu Gölü’nü sokağa taşıyor.
En çok kabarık etekler, baby doll elbiseler, kapri pantolonlar ve skinny jeanleri sever babetler. Rengarenk şoset çorapların içinde neşe içinde dans ederler. En mutlu oldukları dönem zarafet timsali Audrey Hepburn’ün onları ayağından çıkarmağı yıllardı. Salvatore Ferragamo öylesine sevdi ki babetleri ve Hepburn’ü 1954 yılında onun için özel babetler tasarladı. Hepburn’ün kloş etekleri, belini sıkıca saran kemerleri ve dar gömleklerine eşlik etti Ferragamo tasarımı babetler. Dönemin diğer ikonları sivri topuklarla arz-ı endam ederken, Hepburn babetleriyle hep çocuk kalmayı tercih etti. Hepburn’ün ardından Catherine Deneuve ‘Belle de Jour’ filminde Roger Vivier’in kocaman tokalı babetleriyle babet dünyasının yüzünü güldürdü. Babetler, Deneuve’nun filmdeki baby doll elbiseleriyle çok mutluydular. Bu babetler filmle öylesine özdeşleşti ki bugün bile ‘Belle Vivier’ adıyla satılıyorlar.
80’li yıllarda babetler biraz topuklu olmaya ve sivri biber gibi görünmeye karar verdiler. Sivri burunlu babetleri gören yuvarlak burunlu çocuksu babetler moda sahnesinden koşarak uzaklaştılar. Sivri biberlerin gazabına uğradık hep birlikte. 90’lar ise babetleri gözyaşları içinde bırakan bir dönem oldu. Spor ayakkabılar ve stilettolar moda sahnesine hızla girip ‘Bu romantik baleye bir son verelim artık.’ diye haykırdılar. Babetlerin imdadına 2000’ler yetişti. En çok Kate Moss güldürdü onların yüzünü. Moss’un skinny jeanleriyle giydiği babetler, bir anda tüm kadınların ayakkabı dolabının kraliçesi oluverdi.
Babetler bu sezon rengarenk ruganlara bürünerek çıkıyor karşımıza. Kırmızı rugan babetler elma şekeri sevenlere, yeşillerse çimenlerde koşup oynamak isteyenlere…
En çok kabarık etekler, baby doll elbiseler, kapri pantolonlar ve skinny jeanleri sever babetler. Rengarenk şoset çorapların içinde neşe içinde dans ederler. En mutlu oldukları dönem zarafet timsali Audrey Hepburn’ün onları ayağından çıkarmağı yıllardı. Salvatore Ferragamo öylesine sevdi ki babetleri ve Hepburn’ü 1954 yılında onun için özel babetler tasarladı. Hepburn’ün kloş etekleri, belini sıkıca saran kemerleri ve dar gömleklerine eşlik etti Ferragamo tasarımı babetler. Dönemin diğer ikonları sivri topuklarla arz-ı endam ederken, Hepburn babetleriyle hep çocuk kalmayı tercih etti. Hepburn’ün ardından Catherine Deneuve ‘Belle de Jour’ filminde Roger Vivier’in kocaman tokalı babetleriyle babet dünyasının yüzünü güldürdü. Babetler, Deneuve’nun filmdeki baby doll elbiseleriyle çok mutluydular. Bu babetler filmle öylesine özdeşleşti ki bugün bile ‘Belle Vivier’ adıyla satılıyorlar.
80’li yıllarda babetler biraz topuklu olmaya ve sivri biber gibi görünmeye karar verdiler. Sivri burunlu babetleri gören yuvarlak burunlu çocuksu babetler moda sahnesinden koşarak uzaklaştılar. Sivri biberlerin gazabına uğradık hep birlikte. 90’lar ise babetleri gözyaşları içinde bırakan bir dönem oldu. Spor ayakkabılar ve stilettolar moda sahnesine hızla girip ‘Bu romantik baleye bir son verelim artık.’ diye haykırdılar. Babetlerin imdadına 2000’ler yetişti. En çok Kate Moss güldürdü onların yüzünü. Moss’un skinny jeanleriyle giydiği babetler, bir anda tüm kadınların ayakkabı dolabının kraliçesi oluverdi.
Babetler bu sezon rengarenk ruganlara bürünerek çıkıyor karşımıza. Kırmızı rugan babetler elma şekeri sevenlere, yeşillerse çimenlerde koşup oynamak isteyenlere…
No comments:
Post a Comment