Normal şartlar altında bir filmin başrol oyuncusuna gönül verme yaşını çoktan geçmiş olmam gerekiyor. Fakat bu sabah 'Broken English'i izleyince tanıdığım zat-ı şahaneyle birlikte lise yıllarıma geri gittim (read: regression). Air'ın 'Playground Love' şarkısının sözlerini başlığa taşımam da bu yüzden.
Bayanlar baylar huzurlarınızda Melvil Poupaud ve bayılınası tarzı:
Melvil'ciğimin jean, hırpani beyaz tişört, cool ceket ve hasır şapka kombini to die for. Bu ülkede şapka inkılabı yapılmadı mı? Türk erkeklerinin şapka takmaktan imtina etmesinin sebebini bilen var mı?
aynı duyguları paylaşmaktayız :) ben de melvil'i broken english'le keşfetmiştim sonra fraçois ozon'un ''le temps qui reste'' filminde başrolde oynadığını öğrendim ki; film inanılmaz güzel. sonrasında da bu sene gitmemde melvil poupaud'u izleme isteğimin neden olduğu un conte de noel filmini izledim festivalde; ki berbattı kanımca. ama le temps qui reste'yi kesinlikle tavsiye ederim, bir de melvil kadar sevdiğim hatta taptığım ve aşık olduğum bir adam vardır ki; o da louis garrel. les chansons d'amour filmi derim onun için de :) epey uzun bir yorum oldu galiba :)
ReplyDeleteBayılıyorum yorumları okumaya, uzunu kısası fark etmez :) Tavsiyeleri mutlaka değerlendireceğim. Melvil'i Louis'e tercih ediyorum ben :)
ReplyDelete