"Bir inansam sevdiğine dünya benim olurdu" derken sahnede Göksel, açılan kapının ardından çıktınız. Eliniz boş gelmemiş, geçmişimi(zi) de beraberinizde getirmiştiniz. Sahi biz hiç tanışmış mıydık? Kalplerimiz birbirlerine aşina mıydı? Yoksa bu aynalar gibi miydik? Her birimiz, bambaşka suretlerin yansıtıcısı. Yakın, lakin uzak.
:)
ReplyDelete