4 yıl boyunca sosyoloji okuyup sosyolog olmadım ama sosyolojinin her şeyle olduğu gibi modayla da ziyadesiyle yakın bir ilişkisi olduğuna inandım hep. İçinde bulunduğumuz zor zamanlarda-aka resesyon-moda ve sosyoloji ikilisinin ilişkilerine dair en çarpıcı açıklama Anna Sui’den geldi. New York Moda Haftası başlamadan önce “It’s the survival of the fittest at this point” deyiverdi Sui. Böylece, Darwin’in ruhunu şad etmiş oldu.
“Bu resesyon ne yaptı modaya?” diyecek olursanız, durumu birkaç örnekle özetlemeye çalışayım. Just Cavalli’nin lisans sahibi ve işleticisi Ittierre’nin iflasının ardından, markanın Milano’daki şovuna iki gün kala şovun iptal edildiği açıklandı. Alice Temperley, şovunu New York Moda Haftası’nda sunmak yerine bir moda enstalasyonuyla tanıtacağını beyan etti. New York’ta şovlarını iptal eden diğer markalar Vera Wang, Betsey Johnson, Monique Lhuillier ve Peter Som oldu. Bu kadar kasvet yeter. Şimdi sıra iç açıcı haberlerde!
Marc Jacobs sonbahar-kış '09-'10
New York Moda Haftası’nın sonunda International Herald Tribune’ün moda kalemi Suzy Menkes, Marc Jacobs’ın en optimist koleksiyonu sunduğunu yazdı. Zaten yaz koleksiyonu da bizleri kırlara götürüp Edith Piaf dinletmemiş miydi? Yani, Marc Jacobs’la daima optimist olmamak elde değil. Beymen’de kalbimi kaptırdığım o koskocaman fiyonklu siyah MJ elbiseye daha da çok aşık olmak için bir nedenim var artık. Kendisini yeni sezonun optimizm aşısı olarak görüyorum.
Marc Jacobs ilkbahar-yaz '09
No comments:
Post a Comment