17/05/2009

Moda, halkın emrine amade


Galatamoda Festivali, şapka ve kıyafet inkılaplarından sonra Türk moda sahnesindeki en önemli devrimlerden biri oldu. Modanın burnu havada, mesafeli ve ulaşılmaz imajını değiştirmeye kararlı olarak yola koyulan festival, 3 yılda ne kadar yol kat etti?


Türkiye'de tekstil sektörünün dişlileri hızla dönüp kocaman bir sistem oluştururken, moda uzun yıllar yerinde sayan bir mecra olarak kaldı. Üretim için gerekli insan gücüne sahip olduğumuz halde modanın ihtiyacı yaratıcı güçten yoksunduk. Bunda modanın hep aynı isimlerin etrafında dönüyor olmasının da etkisi vardı elbette. Moda denen olgu, Cengiz Abazoğlu, Cemil İpekçi ve Yıldırım Mayruk gibi tasarımcılardan ibaret sanılıyordu. Bu yüzden Türk moda tasarımcılarının üretimleri sadece basından takip edilen, satın alanamayacak kadar pahalı giysiler olarak algılanıyordu. 

Neyse ki son yıllarda bu algı bir parça da olsa değişmeye başladı. Bunda genç isimlerin dahil olmasıyla birlikte yavaş yavaş kıpırdanmaya başlayan yeni bir moda arenasının rolü var. Evet, halen daha çok yenilikçi ve cesur isme ihtiyacımız var. Fakat bunca yıldır emekleyen Türk modasını sonunda birkaç adım atarken görmek bile ümit verici. 

İlk yılından bu yana takip ettiğim Galatamoda Festivali'nin modanın ayaklanıp yürümeye başlamasında ciddi bir etken olduğunu düşünüyorum. İsimlerine aşina olduğumuz Bahar Korçan, Arzu Kaprol ve Özlem Süer gibi tasarımcıların yanında daha önce adını sanını duymadığımız gençleri ilk kez bu festival sayesinde bir arada görmeye başladık. Galatamoda için özel olarak tasarlanan ürünlerin, dünyanın parası olmadığını fark etmek de birçoklarının modaya olan ilgisini artırdı. Zaten, Galatamoda'nın alamet-i farikalarından biri makul fiyatlara tasarımcı imzalı parçalara sahip olunmasını sağlaması. Bunun için de festival, gezici bir hal aldı ve Kuledibi'nden kalkıp Alaçatı'ya, Adana'ya, İstanbul'daki çeşitli alışveriş merkezlerine ve Akaretlere doğru yolculuğa çıktı.

6-10 Mayıs tarihleri arasında Akaretler'de gerçekleştirilen Galatamoda'yı gezdikten sonra bu festivalin ait olduğu yerin kesinlikle Kuledibi olduğuna kanaat getirdim. Akaretler'de farklı bir kitleye ulaşılmış ve daha çok satış yapılmış olsa da Kuledibi'nde standların düzeni festivale daha sıcak bir hava katıyordu. Özlem Ahıakın ve Yasemin Özeri gibi yeni isimlerin yanı sıra 'Çaylak by MTD' standında moda tasarımı öğrencilerinin işlerine yer verilmesi heyecan vericiydi. Gazeteci Ayşe Brav'ın 'eşsiz' tasarımlarıyla Galatamoda'ya katılmasıysa şaşırtıcıydı.  

Önümüzdeki aylarda asıl mekanı Kuledibi'nde yeniden gerçekleştirilecek olan Galatamoda'da gerçekten etkileyici tasarımlara sahip tasarımcı sayısının artmasını diliyorum. O zamana kadar festival sayesinde hasbelkader öne çıkan bazı şişirme tasarımcılar da bir an önce moda sahnesinden silinip gitse iyi olur. 


Radikal Tasarım Gazetesi Sayı 5 (Gazetede yayınlanan yazı benim rızam alınmadan değiştirilmiştir. Türk modasına bir zeval gelmesinden korktuğu için değişimleri yapan kuruma saygılarımı sunuyorum. Eleştiriye açık olmayan moda alemimize hayatta başarılar diler ve tez vakitte bu ülkeden gitmek isterim!)

No comments:

Post a Comment