Teknofobim tuttu

Teknofobimin semptomları yine baş göstermeye başladı malesef. Bu sefer de çok sevgili blogumu bozdum. Duyanlar 'Saçmalama blog bozulmaz' dese de ısrar ediyorum bir ayarını bozdum. Bu yüzden bazı fotoğrafların üzerine tıkladığınızda büyük versiyonlarına ulaşamıyorsunuz. Blogger'ın canı isterse büyüyor fotoğraflarım, istemezse büyümüyorlar. Neyse ki cümle IT'ciye haber saldım, tez vakitte çözümlenmesini bekliyorum bu sorunun.

Aslında artık teknofobi hastalığından muzdarip olmadığımı düşünüyordum. Ama bu illet insanın yakasına bir yapıştı mı bırakmıyor. iPod, laptop gibi elektronikleri bozmuşluğum, excel, powerpoint gibi programlarla saçlarımı ağartmışlığım olduğu için bu illetten kurtulamayacağımı kabullenmenin vakti geldi galiba.

Dijital platformlar ve teknolojiyle aramda soğuk rüzgarlar eserken bulduğum bir websitesini aramızı düzeltmek için kullanmayı planlıyorum. İsmi Modcloth. İnternetten dergi ve kitap dışında hiçbir şey sipariş edememiş olsam da Modcloth'un çekiciliğine direnç gösteremeyeceğim. Minimum risk içerdiği için işe aksesuar siparişiyle başlayabilirim. Sitede vintage parçaların dışında indie (aka ismi duyulmamış, kendine has, alınası, beğenilesi) markaların üretimleri de bulunuyor. Parçalara verilen isimlere dikkat ediniz. İşte wishlist'imde bulunanlar:

Spring fever sheers/Mod scientist glasses/Two servings a day belt

Vanilla skies parasol/Girly girl gloves/Straw bow-y fields bag

Bir de uslanmaz bir trençkot bağımlısı olduğum için buna sahip olmalıyım:

Notre Dame Bell Trench