31/05/2009

Seyyah Moleskine

Defter konusunda obsesyona varan bir tutkum olsa da bir Moleskine kullanıcısı değilim. Gittiğim her yerden o kadar çok defter topluyorum ki Moleskine almaya bir türlü sıra gelmiyor. Bu yüzden de Oscar Wilde, Picasso, Hemingway, Van Gogh ve Matisse'in kullandığı, 200 yıllık tarihi olan bu defter markasına hiç bağlılık gösteremedim.
Defter karıştırıcılığı en çok hoşuma giden şeylerden biri olduğu için bugün Santralistanbul'un yolunu tutup Moleskine defterlerin seyahatinin durak noktalarından birinde 'Detour' sergisini ziyaret ettim. Keramet Moleskine'de mi yoksa o Moleskine'leri şahane hale getirenlerde mi bilmiyorum ama bu sergi kesinlikle bir ziyareti daha hak ediyor.
Serginin ilk bölümünde Domus Academy Milano, Bilgi Üniversitesi, myDetour Berlin ve Domus Academy Roma'dan fanilerin işleri sergileniyor. İkinci bölümdeyse, fanilerden farklı bir zümrenin mensubu olan ünlü ressamlar, tasarımcılar, illüstratörler ve yazarların defterleri var. 
Sergiyi elimize eldivenler geçirip gezmek çok eğlenceliydi. Bunun için hemen hemen bütün fotoğraflarda bu eldivenleri de karelere dahil etmeye çalıştık. 
Haki rengi trençkotu ve beyaz eldivenleriyle sayfaları karıştıran dedektif görünümlü arkadaşıma dikkat!










Serginin ilk bölümündeki defterleri çok daha heyecan verici buldum. 'Ünlü' defterlerinden en çok beğendiklerim de Pax Paloscia ve Yeşim Akdeniz Graf'a aitti. 









İlk bölümdeki muhteşem defterlere geri dönüyoruz:













Bunlar da benim Moleskine olmayan defterlerime yaptığım kolajımsılar:



Sergi, santralistanbul'da gerçekleştirilecek Efes One Love Festival'ın ikinci günü olan 21 Haziran tarihine kadar gezilebilir. Festivalde Starsailor, Klaxons, Zero 7 veeeee Röyksopp'un sahne alacağını hatırlatırım. That's why I'm in love with ONE LOVE :)

2 comments:

  1. en altta hazırladığın moleskine kolajında ''Kadıköy Opera Sineması'nda Kısmet'' küpürünü nereden buldun?? İnanılmaz güzel bir şey olmuş onun olduğu kolaj...

    ReplyDelete
  2. Hürriyet gazetesi bir ara eski baskılarından vermişti birkaç adet. Oradan koparmıştım küpürü. Yani o yalancıktan eski küpür :) Gerçek eskiler Taksim'deki sahaflarda oluyor aslında. Gazeteler, dergiler... 1927 yılından Fransızca bir sinema almanağı bulmuştum bir keresinde.

    ReplyDelete